Bazen yolumu değiştirmek gelir içimden!
Kalekapısı’ndan değil de Acar taksi durağının olduğu sokaktan girerim Kaleiçi’ne. Sokaklar daha çoktur oralarda. Sözüm ona restore edilen evler kadar; edilemeyen evler de vardır.
OWL BOOKS; Kaleiçi’nde yabancı dilde ikinci el kitapların satıldığı bir sahaftır. O yıkık dökük binanın içinde; tozlu raflarda yüzlerce kitap vardır; okunacak. Yüksek sesle batı müziği çalar devamlı olarak. Bu dükkânın bir özelliği; her yerde saksılar içinde çeşit çeşit vazolarda çiçeklerle dolu olmasıdır. Sahaf kendine bakmaz; saç baş dağınıktır ama o çiçekler her zaman tazedir.
O sokak da kapı üzerinde binanın yapıldığı tarihi gösteren ilginç konaklar boş boş durmaktadırlar.
MAALESEF
Kaleiçi’ndeki bu boş konaklardan dolayı sahipsiz sananlar; dağ başında gezenler gibi bağırmak, çağırmak, naralar atmak duygusuna kapılmaktadırlar!
Ve maalesef bunlara bir de Kaleiçi sokaklarını ve evlerinin daha çirkin görünmesine neden olan; duvarlara yazı ve resim yapma modası başladı.
POLİS YOKSA
ZABITA YOKSA
Ve kameralar da caydırıcı bir özellik taşımıyorsa; bu sokak çocukları; bilinçsizce yaptıkları eylemlerini sürdürebilmektedirler!
Bunlara müdahale edebilecek; devriye gezen hiçbir görevli yoktur. Onlar da bundan istifade; cami duvarı dâhil her yere devamlı yazılar yazmaktadırlar.
Sapa sokaklardaki konak duvarları; edepli edepsiz yazılmış sözlerle doludur.
Mülk sahibi ve muhtarlar bu konuda çaresiz kalmışlardır.
KANUNEN
Polis veya Zabıta kanunlarına göre; “çevreyi kirletmek veya tarihi eserlere zarar vermekten” gibi bir takım caydırıcı cezalar derhal uygulanmalıdır.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE MURATPAŞA BELEDİYESİ elbirliğiyle kirletilen bu duvarları derhal badana yapmalıdır!
AMAN DİKKAT
Taş duvarları da badana yapmadan, kazıyarak temizlemek bence daha isabetli olur.
Turizme zarar veren bu tür eylemlere engel olmalıyız.
Yapanları uyarmalıyız.
ÇATI VAR
Kocatepe Geçidi Sokağı başındaki bu ev hep dikkatimi çekmiştir. Tamir ediyorlar sanmıştım; meğer kiremitleri kaldırmışlar!
Peki neden?
“Yağan yağmurlardan, esen rüzgârlardan biran önce yıkılması için” olmasın!
Restorasyon işlemleriyle uğraşmaktansa; temelden “yık-yap” demek ki mülk sahibine daha kolay geliyor!
Bu bir suç mudur?
Değilse bile olmalıdır!
O suçlu da bu suç olayını göremeyenler de “suçlu” değiller mi sanki?
Ama kim suçlu?
Belediyeler mi?
Anıtlar Kurulu mu?
Kültür ve Turizm Bakanlığı mı?
Yoksa ben miyim; böyle bir olayı haber verdim diye?
…
Ve bunlar gibi kaç tane konak var ilgisizlikten çökmekte olan?
Yazık oluyor göz göre göre böyle tarihi eserleri kayıp etmek!
Üzülüyorum!
::::: ::::
“TİCARET BİTTİ “ DİYORLAR!
“Aynı gemide” olsak bile; bunun farkına varmayanlarımız var!
“ Turizm” isimli bu gemi karaya oturtuldu; Bakan’ın haberi yok!
Antalya’da kel alaka toplantılara katılıp beyanat veriyor!
Hiçbir turizmci çıkıp da;
“HEEY KAPTAN! KARAYA OTURDUK! ÇEKİCİ LAZIM!” demekten korkuyor.
Eğer o sizin Bakan’ınız ise; sizin sesinize kulak vermek zorundadır!
“Bana ne!” diyemez. Ama siz hep “şak şak”la karşılar ve gönderirseniz; kusura bakmayın bu gemi de bu kumda “çürür” gider!
Bakan kurtulur ama sizler nasıl kurtulursunuz bilemem!
Turizmde yaşanan bu sıkıntılar sadece bol yıldızlı acenteler veya oteller ve uçak firmalarını ilgilendirmiyor; yıllardır bir sanayi haline gelen turizmden ekmek yiyen diğer kesimleri de çok ciddi bir şekilde ilgilendirmektedir!
Onlar da geminin “motor” dairesinde çalışanlar gibidirler!
SİYASET BIKTIRDI
Maç sonrası kavga eden, araba taşlayan fanatikleri gibi; siyasetle uğraşanlar da aynı şeyleri yapıyorlar!
Neden; eğitim, kültür, ilim, sanayi, barış, tarım ve ticaret konuları konuşulmuyor da; “24 saat siyaset konuşturuluyor” ona şaşıyorum!
Ne kârımız var?
ESNAF DİYOR Kİ
“Ömer Bey, ticaret bitti. Buna inanın” diyor!
….
DURUM DAHA VAHİM OLMADAN
Partili partisiz söz ve yetki sahibi olan sizler; demokratik olarak mesajlarınızı ilgili yerlere atınız.
Kızılderililer gibi duman işaretine gerek yok.
“BARIŞ İSTİYORUZ…. STOP
EKMEK İSTİYORUZ…STOP
TURİZMİN GERİ GELMESİNİ İSTİYİYORUZ… STOP”
Demeniz yeterli olacaktır.