Leyleği havada görmedim ama görmüş gibi düştüm yollara.
Antalya’dan otobüsle Ankara’ya; 15 Nisan günü yeğenimin nişan töreni için Çorum’a gittik. Ve gece yarısı Ankara’ya döndük. Ertesi sabah uçakla Antalya’ya geri döndük.
Yol boyunca ve Ankara içinde boy boy afişlerler asılmıştı. Hatta Ankara Kalesi duvarlarında bile uzaktan okunan bir afiş asılı idi!
ANKARA
Doğma büyüme Ankaralı olmama rağmen; her gittiğimde biraz daha soğur oluyorum Ankara’dan!
“Ulus Meydanı”nda Atatürk heykeli ve yakınlarında ilk ve ikinci TBMM vardır. Hacı Bayram Camii gibi tarihi camiler, mescitler ve de türbeler de oradadır. Romalılardan kalma birçok tarihi yapılar da hâlâ ayaktadır.
Ankara Kalesi; bizim Kaleiçi’ne benzer.
Onun duvarları yıkılmamıştır.
Kızılay ve Bakanlıklar Ankara’nın kalbinde yeni ve modern binaların olduğu bir semt olarak doğarken; orada çalışan ameleler, ustalar; kendilerine Ulus Meydanı yakınlarında barınacakları birer gecekondular yapmaya başlarlar.
Köyden şehre göçün en hızlı olduğu bu dönemde Ankara nüfusu hızlı bir şekilde artar. Ameleler; Altındağ, Yenidoğan, Aktaş gibi gecekondu semtlerini oluştururken; varlıklı ve memur olanlar da Yenimahalle, Esat, Ayrancı, Dikmen gibi semtlerde yapılan apartmanlarda oturmaya başlarlar.
Ulus nedir?
Ulus, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk
İşte bu meydana zamanında verilen ad budur: ULUS.
…
BUGÜN
Ankara’nın kalbi olan bir bölge maalesef bugüne kadar hiçbir şekilde ele alınıp; tarihi değerine yakışan bir “çevre düzenlemesi” yapılmamıştır.
Alelacele yapılan mağazalar ve sebze meyvenin bolca ve bir arada bulunduğu bir “hâl” çevreyi kuşatmıştır.
ANKARA’BAKIYORUM
Mantar gibi yerden fırlayan o modern siteleri, blokları en uzak yerlerde bile görebilirsiniz.
Hava alanı yoluna “protokol yolu” derler oraları bir görseniz şaşarsınız! O yollar ve çevrede gecekondular yerine yapılan binalar size dünkü Ankara’yı unuttururlar inanın!
ULUS MEYDANI ÇÖPLÜK
Camiiler çoğaltılmış. Güzelleştirilmiş.
Ama Ulus Meydanı’na bir çivi bile çakılmamış; öylece duruyor.
O insanların o meydanda oturacakları bir kanepe veya bir kafe bile yoktur. O ulusun insanları kuşlar gibi buldukları yerlere ya dayanmakta ya da oturmaktadırlar.
Antalya’nın kedileri gibi orada da güvercinler çoğaltılmış.
O güzelim Anıt ve çevresi sanki bir “güvercin meydanı” olmuş!
Ankaralı insanlar teslimiyetçi insanlardır.
Her şeyi Devlet’ten beklerler.
Korkarlar Devlet’e karşı geleceğim diye. O sıkıntılara katlanırlar ama gıkları da çıkmaz.
Köylü ve az eğitim almış bu insanların bu sessizliği; yönetici olarak seçtiği kişilerin işine de gelir.
ULUS MEYDANI’nda oturanlardan birisi çıkıp da;” şuraya kanepeler koysanız bizlerde dinlenmek için ve manzaraya bakmak için gelip otursak” demez!
O güzelim çevresindeki kurt başlarının kırıla kırıla şekli değişmiştir.
Bir insan tarihinden, kültüründen bu kadar mı habersiz olur?
Hiç mi çaba harcamaz acaba?
O meydandan gelip geçenlerden birisi neden çıkıp da “ULUS MEYDANI GÜZEL OLSUN” diyemez ki?
Neden ben taa Antalya’dan Ankara’ya seslenmek zorunda kalayım ki?
Üzücü bir durum.
Ankara - Ulus Meydanı benim yüreğimi kanatan bir yaradır, inanın!
Umarım bizim Kaleiçi gibi yavaş yavaş değil de toptan bir restorasyon yapılır!
İşte ben de o zaman sevinirim; bir ‘Angaralı’ olarak!
:::::::
AKLIMA BİR FİKİR GELDİ
Şu veya bu nedenlerle demokratik hakkımızı kullanmak amacıyla “sandık başı” denilen yerlere gidip; oyumuzu ya da tercihimizi yapabiliyoruz.
Sağlıklı olanlar için sorun değil ama “ bedensel engelli” olan vatandaşlarımız için bu “sandık” başına gitmek hiç de kolay olmuyor!
Burası Türkiye!
Devletimizin de kabul ettiği; vatandaş topluluğu içinde “engelli” vatandaş sayısı azımsanacak kadar az değildir.
Oy ya da tercih hakkını kullanmak zorunda hisseden bu vatandaşlara aileler büyük destek vermektedirler.
Ağır hasta olanlar, yaşlı olanlar gibi yürüme sorunu olanlarımız da pek çoktur.
TEKLİFİM ŞU
Sandık başına gidecek vatandaşlarımız; muhtarlık vasıtasıyla ailesi içinde bulunan “engelli, yaşlı ve sakat” kişileri bu durumlarını Yüksek Seçim Kurulu’na bildirebilirler!
Onlarda; oy kullanma yerlerini tespit ederken; o bölgede böyle “engelli” olan vatandaşları “bir başka ÖZEL sandık odasında oy kullanmalarını sağlayabilirler.
Yani “engelli seçmen vatandaş” birinci, ikinci, üçüncü katlara taşınmak zorunda kalmadan; sadece GİRİŞ katındaki “engelli sandığında oy kullanması sağlanabilir.
Nasıl bu fikrimi beğendiniz mi?
İnşallah yararlı olur.
::::::::::::::::::::::::::