Önce bir tanıyalım şu ANET’i:
“Anet Antalya Entegre Et Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Anet Antalya Entegre Et Sanayi ve Ticaret A.Ş. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya Ticaret Borsası öncülüğünde 26.10.1989 tarihinde kurulmuştur. 1993 yılında fiilen mezbahacılık hizmeti vermeye başlayan şirket amacını gerçekleştirmek için, kırmızı et tesisi yatırımını 1994 yılında tamamlayıp Antalya Organize Sanayi Bölgesinde işletmeye açmıştır.
Tarım ve köy İşleri Bakanlığının kombina ve 1.sınıf mezbaha ruhsatına sahip olan işletmemiz gerekli teknik ve hijyenik koşulları yıllar içerisinde de devam ettirerek tüketiciye sağlıklı et sunulmasını sağlamıştır.
Şirketin Kuruluş Amacı
• Kırmızı et mezbaha hizmetleri
• Beyaz et(hindi/tavuk) kesim ve işleme
• Karkas et üretimi ve satışı
• Et preparatları üretimi ve satışı
• Şarküteri ürünleri üretimi ve satışı
• Et ve et ürünleri soğuk muhafaza,dondurma ve dondurulmuş muhafaza depolama hizmetleri,
• Canlı kasaplık hayvan ve balık kesiminden oluşan yan ve atık maddelerin çevreye zararlarını engelleyerek değerlendirilmesi amacıyla et-kemik unu,kan unu ve rendering yağı üretimi
Ayrıca; 2012 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan çalışmalar ile şehir merkezindeki bazı cadde ve bulvarlarda kısa süreli park sorununa çözüm getirmek için başlayan Cadde Otoparkı Sistemiyle belirlenen alanlara trafiği aksatmayacak şekilde kısa süreli park hizmetimizi;2013 yılında yeni caddelerde ve Kaleiçi araç giriş çıkış sistemini kiralayarak hizmet alanımızı genişletmiş bulunmaktayız.
Hizmet sektöründeki atılımlarımız 2013 yılında Sarısu Mesire alanı işletmesi ile devam ettik.Son olarak 2014 yılında işletmesi tarafımıza geçen Konyaaltı Sahil Projesinde;Antalya Büyükşehir Belediyesi organizasyonu ile halkımıza ücretsiz şezlong, şemsiye.masa ve sahil boyunca internet ve engelli şezlongları tuvaletleri ve soyunma kabinleri hizmeti sunmaktayız.”
…
Gelelim bugüne!
KALEKAPISI’nın adını değiştirmek gerekir!
ANET KAPISI demek daha doğru olur. Çünkü burada hiçbir kimse tarihi bir dekor içinde “kale kapısı” görememektedir.
Saat Kulesi yanındaki girişin bir tarafını “izinli taksi durağı” ve diğer yanını da ANET denilen; adı Belediye ile geçen ama neden ve niçin aldıkları belli olmayan ve “otopark parası” adı altında girenden çıkandan durmadan para kesen bir işletme var!
Bu işletmenin para kesen kulübesinin pislikler içinde olduğunu yazmamıza rağmen; hâlâ öylece durmaktadır.
Acar taksi yanındaki ise “depo” gibi içi dışı ıvır zıvırla doludur.
ANET adına bugüne kadar Kaleiçi’nde yapılan bir hizmet ne duydum ve ne de gördüm.
Kimseler de görmediler.
Kaleiçi’ne girenlerden para alan bu İşletmenin kendi adına bir park yeri bile yoktur, inanın.
Tamam, Kaleiçi bir açık hava park yeri olmasın ama gezmeye gelen vatandaşlardan, turistlerden; bir saate kadar bedava, iki saat şu kadar, üç saat şu kadar TL deyip kaçmalarına neden de olmasınlar!
Kaleiçi Anetin değildir!
Nerede Bakanlık, Nerede Müze nerede Valilik?
İKİNCİSİ:
Ben ve komşum akşamüzeri Kalekapısı’ndan çıkarken; devamlı “açık” duran Anet’in “kollu bariyerinin” altından tam geçiyorduk ki; küüt havada duran o “çelik kol” burnumuzu sıyırıp önümüzden geçti!
Hem onun kafasına ve hemi de benim kafama çarpmasına ramak kaldı! O an etrafa bakındım bir yetkili göremedim.
Daha önce yazdığım yazıdan dolayı Anet acaba bana sabotaj mı yapmak istedi diye şüphelendim. Taksicilere sordum “buranın uzaktan kumanda bir aleti var mı?” diye. Yok dediler.
Ertesi günü orada bulduğum genç yöneticilere, atlattığımız tehlikeyi anlattım.
“Buradan geçmeyeceksiniz!” dediler.
Dalgınlıkla ben, bir başkası veya bir turist gurubu neden oradan geçmesin ki? Kol havada duruyor!
Ayrıca her hangi bir uyarıcı ne işaret ve ne de yazı var!
…
Anet hiç olmazsa bu girişteki “tehlike kolu”na acil bir çözüm bulmak zorundadır.
Kontrolsüz inen o “bariyer çelik kolu” mutlaka kazalar yapacaktır.
Çözüm VE SORUMLULUK onlardadır.
Bizden hatırlatması.
KALEİÇİ’NDE
ULUSLAR ARASI BİR KONGRE
Suna ve İnan Kıraç müzesi konferans salonunda 5-8 Ocak 2017 tarihleri arasında:
“İkinci Uluslar arası Akdeniz Dünyasında Para Tarihi ve Numismatik Kongresi”
yapıldı.
Böyle bir etkinliğin Kaleiçi’nde olması bence çok güzel.