İYİ Parti’nin Antalya İl Teşkilatı’nın tanıtım toplantısına katıldım.
Ağırlığını merkez sağdan gelen siyasetçilerin oluşturduğu ve yedek üyelerle beraber 105 kişi olan il yönetim kurulu üyeleri ilk kez basının karşısına çıktı.
İl Başkanı Nizamettin Sağır, isim vererek tüm üyeleri tanıttı ve basın mensuplarına İYİ Parti’nin siyasi çerçevesini çizdi.
Sağır’ı, MHP İl Başkanlığı dönemindeki performansının üzerinde gördüm.
Daha atak, daha kararlı, daha olgun, daha uzlaşmacı ve siyasi donanımı daha yüksek bir entelektüel Nizamettin Sağır vardı artık.
İYİ Parti’nin siyasi ilkelerini “demokrasi, cumhuriyetin değerleri, laik, Atatürkçü, adalet ve hukuk” çerçevesine oturttu.
Bununla beraber il yönetim kurulunda 34 kadın siyasetçinin görev almasını “İYİ Parti aynı zamanda bir kadın hareketidir” biçiminde yorumladı.
Bilgi Üniversitesi’nin yaptığı bir anketin çarpıcı sonuçlarını aktararak, “Toplumun yüzde 70’i kendi partisinden olmayanların çocuklarını, kendi çocuklarına eş olarak seçmek istemiyor. Yüzde 62’si kendi partisinden olmayanların çocuklarıyla kendi çocuklarının oyun oynamasını istemiyor. Yüzde 64’ü kendi partisinden olmayanlarla komşu olmak istemiyor.
Bu tablo AKP’nin 15 yılda toplumu nefret duygularıyla doldurduğunu ve toplumsal yarılmaya yol açtığını göstermektedir. Biz İYİ Parti olarak toplumu yeniden birleştirmeye bir araya getirmeye talip olarak ortaya çıktık” demesi, İYİ Parti’nin önümüzdeki dönemde izleyeceği siyasetin anahtarını vermesi bakımından önemliydi.
Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefet partileri arası bir ittifakın olup, olmayacağı yönündeki açıklamaları da bence önemli açıklamalardı.
16 Nisan 2017 referandumunda muhalefet partileri arasında bir ittifak olmadığını, milletin demokrasi ve adalet duygularıyla hareket ederek sandıkta birleştiğini ifade etti ve önümüzdeki seçim sürecinde de benzer bir ittifakın yine sandıkta oluşacağını ve bunun temel ilkesinin de “parlamenter demokratik sisteme yeniden dönme” arzusu olacağını belirtti.
Sağır’ın “Şu ana kadar AKP’ye ciddi muhalefet yapılmadığından bu işi daha ağırlıklı olarak gazeteciler üstlendi ve bunun karşılığında da mahkemelerin ceza yağmuru ile karşı karşıya kaldılar. Bu demokrasinin büyük bir ayıbıdır” sözleri gazetecilerin gönlünü okşayan ama bir o kadar da hakikat olan sözlerdi.
Ancak bana göre en önemli sözleri gazetecilerle toplantı sonrası bir araya geldiğinde söyledikleriydi.
Şöyle dedi Nizamettin Sağır;
“Birileri çıkıp -Mustafa Kemal’in askerleriyiz- diyor, birileri de –Alpaslan Türkeş’in askerleriyiz diyor, bir başka grup da çıkıp –Tayyip’in askerleriyiz- diye slogan atıyor. Bunlar siyaseti militarize etmekten başka bir anlama gelmez. Biz kimsenin askerleri falan değiliz. Siyasette kişiler ilahlaştırılmaz, ilkeler üzerinde konuşulur ve tartışılır.”
Bu sözler, sivil siyasete vurgu yapması, siyasetin ilkeler üzerinden yapılması gerektiğini belirtmesi bakımından son derece önemlidir.
Görünen o ki; Nizamettin Sağır’ın yeniden siyaset sahalarına dönüşü ile birlikte Antalya’da daha renkli ve daha çok konuların tartışılacağı bir yeni döneme giriyoruz.