AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Muharrem İnce ve CHP’ye yönelik eleştirilerini sıralarken İnce için “gariban, karikatür tip” diye bir benzetme yaptı.
TDK sözlüğüne göre garibanın tarifi şöyledir:
“Kimsesiz, zavallı…”
Sanırım bu sözü Erdoğan, siyaseten aşağılamak için söylemiştir.
Çünkü Muharrem İnce için gariban demek siyaseti hiç bilmemek demektir.
CHP Kurultay delegelerinin yarısına yakının oyunu alan bir siyasetçi kendi partisi tarafından kabul gören birisidir.
İnce için gariban yerine “garibanların kimsesi” sözünün daha yakışır olacağını düşünüyorum.
Konuşması halk dilinde olan ve halkın “bizden biri” dediği birisi ne zavallı olur, ne de kimsesiz…
Tıpkı gariban tanımlaması gibi “karikatür tip” benzetmesi de İnce’nin halka daha yakın olduğunu ifade etmektedir.
Karikatür tiplemeler dünya halkları tarafından her zaman sempati ile karşılanmış, sevilmiş ve hatta örnek alınmıştır.
Çünkü halklar, karikatür tiplerde hep kendilerini bulmuş, kendilerini aramıştır.
Amsterdam’a ilk gittiğimde kenti gezerken birden 10 katlı bir binanın yan yüzünde koskocaman, Oğuz Aral’ın “Avanak Avni” tiplemesinin karikatürünü görünce şaşırmış ve sormuştum, bu ne iş, diye.
Bana “Avni, bizden biri” demişlerdi.
Aslında Erdoğan’ın yapmak istediği çok açık.
İnce’yi kavgacı bir alana sürüklemek ve böylece ülke gündemini ve sorunların tartışılmasını engellemek.
Ama ben, İnce’nin bu “ince tuzağa” düşmeyeceğini sanıyorum.
Erdoğan’ın aynı konuşmasında, “Muhalefete baktığımızda, biri gözüne Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, öteki devletin uçaklarını, beriki yeni yönetim sistemini kestirmiş, 'İlla biz bunları yok edeceğiz' diyorlar. Biri Çankaya'ya gidip orada yatacakmış, biri burayı gençlere verecekmiş. Böyle politika olur mu? Bu nasıl cüce bir politikadır.” Diyor.
Bence haklı.
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayları böylesine sembolik hedefleri eleştirmek yerine bu halkın gerçek beklentilerini dile getirmelidirler.
Mazotun 6, benzinin 6,5 liradan satılmasının kader olmadığını ifade etmelidirler.
Reel enflasyonun yüzde 30’larda gezdiğini, borç batağında insanların kıvrandığını, hemen herkesin bankalara ipotekli olduğunu anlatmalıdırlar.
Demokrasiyi, parlamenter sisteme dönüşü, OHAL ile işçilerin iliklerine kadar sömürüldüğünü, Avrupa Birliğinin normlarına uyan bir Türkiye’yi nasıl kuracaklarını açık seçik halkın önüne koymalıdırlar.
“Neyi yıkacaklarından daha çok neyi kuracaklarını anlatmalıdırlar.
Erdoğan’a ve onunla birlikte kurulan sistemin yerine alternatif olacak bir sistemi anlatmazlarsa başarılı olunacağını sanmıyorum…”