CHP toprağı bereketlidir…
CHP’de bir fırtına yaşanıyor ki, şaşırmamak elde değil…
Yerel seçimler yaklaşınca CHP Genel Merkezi bir karar alarak “başkanlığa ve meclis üyeliklerine aday adayı olacakların başvuru sürecini başlattı.”
Aman tanrım, ne çok görev almak isteyen varmış öyle…
Hele CHP’nin seçimi almasına kesin gözüyle bakılan Muratpaşa ve Konyaaltı ilçelerinde başkan ve meclis aday adayı başvurusunda adeta enflasyon yaşandı.
“Aaaa… o da mı başvurmuş” diyebileceğiniz bir sürü partili…
Ama işin komik tarafı nedir biliyor musunuz?
Bu iki ilçeden başka ilçelere başkan ve meclis üyeliği için başvuranların esamisi bile okunmayacak kadar az.
Geçen Cuma günü başvuru süresi bittiği halde süre uzatımına gidilmesinin bir nedeni de AK Partinin şanslı olduğu ilçelerde başvuru sayısının yeterli olmaması…
Neyse, süreci hep birlikte izleyeceğiz.
Başkan adayları temayülle belirlenmeli
Benim asıl üzerinde durmak istediği konu; “başkan ve meclis üyelerinin partililerin eğilimine göre belirlenmesidir.”
Özellikle ilçe belediye başkan adayı olacak kişinin, o ilçe partili seçmenlerince kabul görecek kalibrede ve kapasitede olması, hem ilçe seçimlerini kolaylaştırır hem de örgüt bütünlüğü sağlandığından büyükşehir oylarında artı gelir sağlar.
2014 seçiminde Kepez’de “Erdal Öner’in” aday gösterilmesinin partili tabanda nasıl bir tepkiye yol açtığını ve seçmenlerin sandığa gitmediklerini unutmamak gerekir.
Özellikle Muratpaşa ve Konyaaltı belediye başkan adayları belirlenirken temayül yoklaması yapılması, büyükşehir için artı oylar getirecektir.
“Başkan Böcek, Büyükşehre aday olarak gösterilse de gösterilmese de Konyaaltı’na bir daha aday olmayacağını açıkladı.”
Bu nedenle Konyaaltı’nda 20 yıldan sonra yeni bir başkan ve yönetim dönemi başlayacaktır.
Yeni dönemin başkanı ve meclisi belirlenirken partili seçmende “temayül yoklaması” yapılması Konyaaltı’nın geleceği için son derece önemlidir.
Keza, “Başkan Uysal” eğer Büyükşehre aday gösterilirse Muratpaşa Belediye Başkanlığı için adayın yine bu ilçe partili seçmenleri tarafından temayül yoklaması ile belirlenmesi partide çatlak ses çıkmasını engelleyecek ve bütün olarak çalışılacağından Büyükşehir seçimine bu ilçeden artı oyların gelmesini sağlayacaktır.
Şayet Başkan Uysal Büyükşehre aday gösterilmezse zaten sorun yoktur, çünkü Uysal Muratpaşa’da Başkan adayı olarak ikinci dönemine devam edecektir.
CHP tarihinin en başarısız meclis grubu
Gelelim belediye meclis üyelerine…
Bununla ilgili olarak değerlendirmelerimi yazmadan önce son dönem belediye meclislerindeki CHP Grubuna genel olarak göz atmakta fayda var.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; “Bu dönem gerek Büyükşehir Meclisi CHP Grubu, gerekse ilçe belediye meclislerinin CHP Grubu başarısız olmuş ve parti tarihinin en kötü sınavını vermiştir.”
4,5 yıl boyunca Büyükşehir Meclisinde Başkan Türel’in siyasi atraksiyonlarına ve çeşitli konulardaki demagojisine yeterli karşılık verilememiş, çoğu zaman suskunlukla geçiştirilmiştir.
Kamu zararı oluşturacak ve kentin değil, bir avuç yandaş sermayedarın faydasına olacak yatırımların iç yüzü CHP Grubu tarafından halka anlatılamamıştır.
Henüz işin başındayken Büyükşehir Meclisinde 4 üyelerini de AK Partiye kaptırmışlardır.
Bütün bunların sorumluluğu görev yapan meclis üyelerinde değildir, onlar ellerinden geleni yapmaya çalışmışlardır.
Asıl sorumluluk bu arkadaşları meclis üyesi yapan “siyasi iradededir…”
İlçe belediyeleri meclisleri de başarısızdır
Büyükşehir meclis grubu başarısız da ilçe belediye meclisleri başarılı mıdır?
Bence değiller…
“Konyaaltı, Muratpaşa, Manavgat ve Döşemealtı’ında” görev yapan CHP’li belediye başkanlarının başarılı icraatları olmuş ve 4,5 yıl içerisinde gerçekten örnek belediyeler yaratmışlardır.
Ancak bu icraatlar CHP Meclis Grubu üyeleri tarafından halka yeterince iletilememiş, meclislerde başkanı yönlendirecek siyaset ve projeler üretilememiş, bu ilçe belediye başkanları adeta danışmanları ile belediyeyi yönetmek zorunda kalmışlardır.
AK Partili belediye başkanlarının yönetimindeki ilçelerde ise durum daha da vahim.
Bugüne kadar CHP Grupları bu ilçelerde muhalefet yaparak topluma gerçekleri aktarmakta asla başarılı olamamışlardır.
Siyasi irade bu kez dikkatli olmalıdır
Yukarıda belirttiğim gibi; son derece başarısız bir dönem geçiren belediye meclislerinin adaylarını belirlenirken bu kez çok dikkatli olunmalıdır.
Özellikle İlçe örgütleri ile “İl Başkanı Ahmet Kumbul” ve İl Örgütü, belediye başkan adayları ilçe belediye meclis üyelikleri aday listelerini belirlerken esas alacakları ölçü; “liyakat, siyasi donanım, partiye verdiği emek ve bugüne kadar yaptığı siyasi çalışmalardaki üretkenlik olmalıdır.”
“Sözcülüğü elimden aldılar ben de AKP’ye geçiyorum” diyecek türde kişiliklerin olmamasına özen göstermeleri gerekir.
***
Yakında yumurtlamaya da başlarız…
Türk tarihinin hiçbir döneminde bu halk şimdiki kadar aşağılanmamıştır.
“Antalya Gündem Gazetesi’nden Yaprak Özer’in” geçen haftaki manşet haberine göre;
Fırıncılar, Ticaret Bakanlığına başvurarak girdilerdeki artışlardan dolayı ekmeğe zam yapılmasını istemişler.
Ancak bu talepleri reddedilince devreye Tarım ve Orman Bakanlığı girer ve “Buğdaylık Un Tebliğinde değişiklik yaparak tavuklara yem olarak verilen buğdayın unundan ekmek yapılmasının yolunu açar.”
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün:
Saray’da ejder meyveli bilmem ne zıkkım içilirken halkına tavuk yeminden ekmek yedirmeyi reva gören bir yönetim, açıkça bu halkı aşağılıyor mu?
“5’li çeteyiz” diyerek kendini tarif eden 5 şirkete 3. Havalimanı ihalesinde İhale Sözleşmesini değiştirerek 5 milyar avroluk avanta sağlanırken halkına tavuk yeminden ekmek yediren bir iktidar bu halkı aşağılamıyor da ne yapıyor Allah aşkına…
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanken bir açıklama yapmış, “Beyaz undan ekmek yemeyin” diyerek halkın sağlığı için kepekli ve doğal undan ekmek yemeye çağırmıştı.
Sevinmiştim o zaman.
Ama şimdi bırakın beyaz undan ekmek yemeyi, tavuk yeminden yapılan ekmek yiyin deniyor.
Ne oldu, ne değişti o günlerden bugünlere…
Kendi deyişleriyle “nerdeeeenn nereye geldik…”
Bir yandan halkın alın terini bir avuç sermayedara aktararak bir yılda 8 dolar milyarderi yaratan ama o alın teri sahibine tavuk yeminden ekmek yediren bir iktidar, nasıl bu halkın iktidarı oluyor anlamak mümkün değil.
AK Partiye ve Erdoğan’a oy veren gariban seçmenlere sesleniyorum:
“Tavuk yeminden ekmek yemeyi hak ediyor musunuz?”
Kürsülerde ayetler okunmasına, hadislerden örnekler verilmesine, hamasi şiirlerle gözyaşı dökülmesine daha ne kadar kanacaksınız?
Bugüne kadar koyun yerine konulduğunuz yetmiyormuş gibi şimdi de tavuk yerine konulmak hiç mi arınıza gitmiyor?
Şairin dediği gibi, “koyun olup söz dinledikçe sizleri sürüye saydıklarının hala farkında değil misiniz?”
Atalarımızdan, babalarımızdan dinlediklerimize göre, “seferberlik dedikleri 1. Dünya Savaşı sırasında yaşanan kıtlıkta bile böyle bir rezalet olmamıştır.”
Bir yandan kendileri doğal beslenmiş kesimlik hayvanların etlerini yerken halka şarbon kontrolü yapılmamış ve korsan bir şekilde ithal edilen etleri yediriyorlar…
Diğer yandan sofralarında organik sebze ve meyve tabakları eksik olmazken halka kimyasallarla doldurulmuş sebze ve meyve yediriyorlar…
Ve bunlar yetmezmiş gibi şimdide tavuk yeminden ekmek yedirmenin yolunu açıyorlar…
Yakında yeni bir kararname yayınlayarak “uzunca bir zamandır tavuk yeminden ekmek yiyorsunuz hadi bakalım şimdi de yumurtlama zamanı” denilirse şaşırmayacağım.
Çünkü iktidarın halka verdiği değer, bir tavuğa verdiği değer kadardır…
Ey halkım, daha ne kadar aşağılanacaksın?...
***
Cumhuriyet nedir…
Bir hafta sonra en büyük bayramımızı kutlayacağız…
Yıllardır içinin boşaltılmasına çalışılan ama halkın Atatürk’e ve cumhuriyete olan bağlılığından dolayı hala dimdik ayakta durmayı başaran cumhuriyet, sadece bir kelimeden ibaret değil…
Öyleyse nedir cumhuriyet…
Cumhuriyet; egemenliğin kayıtsız şartsız millette olması demektir.
Millet egemenliğini, seçtiği milletvekillerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi aracılığı ile kullanır.
Meclis, milletin uyacağı kanunları yapar ve bu kanunları uygulayan hükümetleri denetler, uluslar arası anlaşmaları onaylar, savaş ve barış ilanlarına karar verir.
Meclisin millet adına kullandığı bu yetkiler hiçbir kişiye ve kuruma devredilemez.
Cumhuriyet nedir…
Cumhuriyet; devletin laiklik esasına göre yönetilmesi demektir.
Herkesin inancında, ibadetinde özgür olması, hiç kimsenin inancına ve dinine bir başkasının müdahale etmemesi, hiç kimsenin inancından dolayı kınanmamasıdır.
Laiklik; devletin dini esaslara göre değil, TBMM’nin çıkardığı kanunlarla yönetilmesi ve devletin tüm dinlere ve inançlara karşı eşit mesafede olması demektir.
Cumhuriyet nedir…
Cumhuriyet; hukuk devleti olmak demektir..
Hukukun üstünlüğünü esas almaktır.
Herkesin kanunlar önünde eşit olduğu ve hiç kimseye ayrıcalıklı hakların tanınmaması demektir.
Herkesin adil yargılanma hakkının olması ve hiç kimsenin aksi kanıtlanmadıkça suçlu kabul edilmemesidir.
Cumhuriyet nedir…
Cumhuriyet; halkçı olmak demektir
Herkesin ülkenin kaynaklarından faydalanması, insanca yaşayacağı gelir düzeyinde olması, işsizliğin, yoksulluğun ve yokluğun olmaması demektir.
Kamu kaynaklarının halka eşit ve adil olarak dağıtılması, ülkenin yoksul bölgelerine işsizliği önlemek için devletin yatırım yapması demektir.
Cumhuriyet nedir…
Cumhuriyet; milliyetçi ve vatansever olmak demektir.
Ülkenin genel çıkarlarının her şeyin önünde tutulmasıdır.
Bir imparatorluk bakiyesi olan ülkemizdeki farklı inanç ve kültür gruplarının, farklılıklarını koruyarak ve bunları özgürce yaşaması demektir.
Vatan topraklarını bir bütün olarak koruyarak, her türlü tehdide karşı savunmaktır.
Başka milletlerin aşağılamasına izin vermemek fakat başka milletleri de aşağılamamaktır.
Cumhuriyet nedir…
Cumhuriyet; devletçi olmak demektir.
Ekonomik ve sosyal kalkınmanın devlet eliyle yapılması, özel sektörün yanı sıra devletin yatırımlar yaparak kalkınmanın öncüsü olmasıdır.
Güçsüzlerin, güçlüler karşısında ezilmemesi için kanuni düzenlemeler yapması ve koruyucu kalkan olmasıdır.
Cumhuriyet nedir…
Cumhuriyet; devrimci olmak demektir.
Yeniliği esas almak, sürekli yeniliklere gelişmelere açık olmak, yeniliklerle toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflemektir.
Çağdaşlaşma yolunda adımlar atmaya çalışmak, hurafeler, batıl düşünceler yerine bilimi ön planda tutmak, sömürüsüz bir toplumu yaratmak demektir.
Emeği ile geçinen insanların insanca yaşayabilecekleri sistemi kurmak demektir.
Cumhuriyet nedir…
Cumhuriyet; evrensel değerlere ve evrensel normlara sahip olmak demektir.
Tüm dünyanın ortak değerlerini kabul etmek ve o kendi değerlerimizi de evrensel değerler boyutlarına taşıyabilmektir.
Bu değerlere saygı gösterirken, kendi değerlerimize de saygılı olmalarını isteyebilmektir
Emperyalist niyetlere karşı koyarken dünya devletleri ve milletleriyle eşit ve özgür ilişkiler kurabilmektir.
KISACASI;
CUMHURİYET, İNSANCA YAŞAMAKTIR.
CUMHURİYET, FAZİLETLİ OLMAKTIR.
CUMHURİYET, ONURLU VE ÖZGÜR YAŞAYABİLMEKTİR.
CUMHURİYET, ADİL VE EŞİT OLMAK DEMEKTİR…
***