Antalyaspor’da son günlerde en çok konuşulan konu kulübün borçları ve temlikler.
Öztürk ailesi ile yapılan görüşmelerde, temliklerin kaldırılması konusunda bir sonucun alınmadığını biliyoruz.
Kavganın, kısır çekişmelerin, suçlamaların ise bizi bir yere götüremeyeceğini ve bundan da en büyük zararı Antalyaspor’un göreceğini tahmin edebiliyoruz.
Artık birbirimizi suçlamayı bırakmamız gerektiğini her zaman söyledim, söylemeye de devam edeceğim.
Bundan sonra ne yapmalıyız bunu düşünmeli ve önümüze bakmalıyız.
Yapılacak olan şey çok net belli.
Temlikler kaldırılacak, Antalyaspor Kulübü de kredileri düzenli bir şekilde ödeyecek.
Yani bu durumda Öztürk ailesi de zor durumda bırakılmamış olacak.
Karşılıklı iyi niyet ile bu işler çözüme kavuşturulacak.
Geçmişte şu yaşandı, bu yaşandı gibi kısır çekişmeleri, ‘Kardeşim sen de kredi çek’ gibi havai söylemleri bir kenara bırakmak zorundayız.
Bugün Ali Şafak Öztürk başkanlık koltuğuna otursa ne yapacak?
Yeni bir kredi daha çekecek. Yani borcu borçla kapatmaya çalışacak. Peki çözüm mü bu?
Hayır değil…
300 olan borç, 500’e çıkacak.
Peki krediler neden çekildi ve bu para nereye gitti?
Kimisi eski borçlar ödensin diye diyor.
Ancak bakıyoruz eski borçlar halen duruyor. Borçta bir azalma gözükmüyor.
Peki neden bu kadar yüklü miktarda krediler çekildi?
Eski borçların ödenip ödenmediğini bu işin muhatapları açıklarlar, ancak Antalyaspor’un şuan 400 milyonun da çok üzerinde bir borcunun olduğunu hepimiz biliyoruz.
O zaman Antalyaspor neden bu kadar borçlandı, bunun sorumlusu kim?
Bunun sorumlusu tek başına Ali Şafak Öztürk mü?
Hayır.
Ali Şafak Öztürk’ün başkanlığı döneminde mali asbaşkanlık görevini yürüten, ‘Hesap’ kitaptan çok iyi anlayan bir yönetici vardı.
İşte Antalyaspor’un altına dinamiti yerleştiren kişi odur.
Ali Şafak Öztürk’ü yanlış yönlendiren, Antalyaspor’u borç batağına sürükleyen, adeta Öztürk’e hayal satan kişidir kendisi.
Nasıl sattı hayali, nasıl yanlış yönlendirdi?
Antalyaspor’un ihale ile satışa çıkardığı, ancak alıcı çıkmadığı için pazarlık usulü ile satılacak olan ve 1.5 yılda bitirilebilen araziyi, sanki 1 haftalık işmiş gibi anlattı ve oradan da 50 milyon TL gelir yazdı. Yani Öztürk’e; petrol arazisi 1 haftada Antalyaspor’a geçecek, 1 hafta içerisinde satılacak ve kulübün kasasına 50 milyon TL gelecek gibi bir izlenim yarattı.
5 yıl sonra ciddi gelir getirmeye başlayacak olan moloz döküm alanı işi için yıllık 100 milyon TL gelir kalemi yazdı. Antalyaspor buradan elbette gelir sağlıyor ancak bu işin oturması ve para kazanmaya başlaması 5 yılı bulan bir zaman dilimine yayılıyor. İlk etapta büyük paralar kazandırmıyor. Bunun üzerine TFF naklen yayın gelirleri olarak da 50 milyon TL gibi bir rakamı ekleyince, kredi çekmek mantıklı gibi geldi. Çünkü zaten anlatılan gelirler, kredileri ödeyip kapatacaktı.
Ancak beklenildiği gibi olmadı. Çünkü moloz döküm alanından beklenen gelir gelmedi, arazi işi 1.5 yılda çözüme kavuşabilen bir işti.
Kısacası Öztürk, ‘hesap’ kitaptan çok iyi anlayan bu mali asbaşkan tarafından yanlış yönlendirildi ve Antalyaspor çekilen bu krediler ile mali anlamda dar boğaza sürüklendi.
İşte Antalyaspor’un altına dinamit yerleştiren kişi de odur…