Antalyaspor’un öncelikle, Alanyaspor karşılaşmasında iyi futbol oynamadığını söylemek gerekiyor. Orta alan mücadelesi şeklinde geçen bir karşılaşma oldu.
Her iki takım da, rakibine öncelikle pozisyon vermemeyi tercih etti.
Alanyaspor aslında bu planında başarılı da oldu.
Son dakikada Wagner Love’un kaçırdığı, ya da bir başka deyişle kaleci Fornezzi’nin kurtardığı pozisyon gol olmuş olsa, Alanyaspor sahadan istediğini alarak evine gidecekti.
Ben kendi adıma şunu net olarak söylemeliyim; Antalyaspor karşısında, son haftalardaki en iyi Alanyaspor’u izledik…
Antalyaspor’un ise artık bir oyun planı var.
Önce iyi savunma yapıyor.
Rakibe pozisyon vermeyen, oyunu daraltan, sakin ve kontrollü futbol oynuyor.
90 dakika boyunca, haldır huldur değil, sabırla ve kontrollü bir şekilde hücum yapıyor.
Oyunun kilit oyuncuları ise orta alandaki Charles ve Zeki.
Birisinin yokluğunda ise Yekta Kurtuluş.
Rıza Çalımbay buraya Brezilyalı yeni transfer Sandro’yu da dahil edebilir.
Ancak bunun için sanırım zaman var…
Rıza hocanın en çok üzerinde durduğu bölge ise hücum hattı.
Özellikle El Kebir’in, hücumun her bölgesinde oynayabiliyor olması, önemli bir avantaj.
Ben, Rıza hocanın El Kebir’i mutlaka ilk 11’de değerlendireceğini düşünüyorum.
Gelelim Eto’o’ya…
Tartışmasız Türkiye liginin en iyi golcüsü.
Alanyaspor karşısında izlediğim Eto’o, Antalyaspor’u Avrupa’ya götürmeyi kafasına koymuş gibiydi.
Yaşına rağmen, gösterdiği performans ve istek inanılmazdı.
Alanyaspor maçını izlerken Eto’o’nun neden Antalyaspor’da kaldığını daha iyi anladım.
Çünkü Eto’o, Beşiktaş’la Avrupa kupalarında oynamayı değil, Antalyaspor’u Avrupa’ya götürmeyi istiyor.