İnsan davranışları rasyonel bir yapıdadır diyelim. Olaylara göre davranış değişimleri, memnuniyeti daha yukarı taşımak içindir. İnsanlar aslında konu olan olaylar hakkında tam bir bilgiye sahiptir. Gelişen konuların akışına hakimdir. Bu varsayımlara göre, kişiler olayların değişimine ayak uydurarak davranırlar. Ancak gelişen ve değişen ortamlar neticesinde, var olan sonuçlar insanların değişimini konuya göre tam olarak yapmadığını gözler önüne serer. Eee ne oluyor şimdi? Dur bakalım..Öyleyse; içinden geldiği gibi davrandığı veya davranmadığı gerçektir. Her kişi aslında gelişen ve değişen durumlara göre yeni bir tavır sergiler. Demek ki, konuları sadece yaşamak yetmez, kişinin o anki psikolojik durumu yönlendirir. Öyle mi?
İnsanın olayların akışına göre değişimi için, psikolojik, sosyal ve diğer duyguların karşılıklı alış verişine ihtiyacı vardır. İnsanların tercihlerindeki değişimler ile birlikte arkadaşlıklar; aldıkları ruhsal hazdan dolayı bir üst boyuta yükselir.Çoğu zaman sosyal ilişkinin alacağı yol ve boyut karşılıklı taleple belirlenir. Tatlı bir değişim başlar. İlişkiler bir imaja sahip olur. Hevesli ve eğlenceli hale dönüşür. Şimdi duygular devrededir. İnsan bazen rasyoneldir, bazen ise rasyonel değildir diyebilir miyiz? Bu durumda soyut olduğu kadar somut ilişkiler de insanı ödüllendirir. Artık psikolojik ve sosyolojik boyutları olan değişimler gerçekleşir. Kişi kendisi için en iyi yolda yürür ve bazen de bilinçsiz olarak sosyal değişimlerle ilgili fayda hesaplaması yapar. İlişkilerinde sıkça en elverişli, en iyi, en uygun duruma doğru yol alır.
Değişimler, yasal, ahlaki kurallar içeren bireysel ve sosyal durumlar olarak yerini alır. Bundan sonra çizgide fizyolojik ihtiyaçlar, güvende olma ihtiyacı, ait olma ve sevgi ihtiyacı, saygı ihtiyacı, kendini gösterme ihtiyacı yerleşir. Bireylerde yerleşen bu duygular toplum bilincini oluşturur. Şimdi devreye zihin, ruhsal zeka, akıl, mantık, şuur girebilmeli. Hem toplumlar hem bireyler ancak bu durumda şekillenecektir.
Kötü duygular ömür tüketir, güzel duygular sevgi üretir, kötü insanlar kapı kapatır, iyi insanlar her zaman kendini aratır.
Hayat parça parça hikayelerden oluşan bir bütündür. Dolayısıyla yarım kalmış bir hikaye yoktur. O hikaye o kadardır.
Sevgiler…