“Örnek olacağız” diye yola çıktılar… Ellerinde, eski ama değerli bir bina vardı. Yüksek bedellerle binayı satın almak isteyenlere “hayır” dediler; “bu binanın yerine bir kültür sanat merkezi yapacağız.” Mimar Sinan Genim’in tasarladığı ve ödül alan bir bina yaptılar kentin göbeğine.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın, kente armağan ettiği kültür sanat merkezinden söz ediyorum… Hani kenti sadece yere inmiş gökkuşağı gibi renkli binasıyla değil, içeriğiyle de renklendiren Antalya Kültür Sanat’tan… İki yıldır eşsiz etkinliklere imza atan AKS’den…
Açılışı dev isimlerle yaptılar; Picasso ve Ara Güler… Ardından Andy Warhol… Öyle kolay değildir bu denli değerli eserleri nemli ve sıcak Antalya’ya getirmek; nemi, ısısı, tozu ayarlanmış, güvenlikli binalar ister. AKS bunu, ses getirecek sergileri kente taşımaya karar verdiğinde sağlamıştı zaten. Mekan uygun, kadro istekli ve çalışkan; buna bir de, işbirliği yaptıkları Pera Müzesi’nin deneyimini ekleyince; sonuç mükemmel.
Sadece resim ya da fotoğraf yok AKS’de; çok amaçlı bir kültür merkezine yakışır biçimde, felsefeden sinemaya, müzikten belgesele kadar geniş bir yelpazede, kültür ve sanatın her dalına ev sahipliği yapılıyor. Ve sadece dünya çapında ünlülere kapılarını açmıyor; genç yetenekler, sanat eğitimi alan öğrenciler de, sanatseverlerle buluşuyor bu merkezde.
Ve eğitim… Çocuklar da, yetişkinler de, sanatın pek çok dalında eğitim alıyor AKS’de. Yaz kış süren sanat atölyeleri, çocuklara daha uzak ufuklar, yetişkinlere yaşamın karmaşasında dingin bir durak…
* * * * *
Heyecanla sanatseverleri bekleyen iki yeni sergi, dün kapılarını açtı AKS’de. Birisi, ‘İmparatorluktan Portreler’ adını taşıyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan yaklaşık elli eseri içeriyor. 17. Yüzyıl’dan bu yana Osmanlı İmparatorluğu’nu resmeden Batılıların eserlerinden oluşuyor. Fotoğrafın olmadığı zamanlardan… Kimileri gelmiş, gezmiş, görmüş; padişahlardan sokaktaki insana kadar Osmanlı insanını resmetmiş. Kimileri ise, hiç gelmeden, sadece hayallerindeki Osmanlı insanını ve yaşamını tuvale aktarmışlar. Batı’nın Osmanlı’ya bakışını anlamaya çağıran eşsiz bir sergi.
Kapılarını Antalyalılara açan diğer serginin, bizim için farklı bir anlam ve önemi var; Antalya’nın geçmişini fotoğraflarla bugüne taşıyor. Hem Anadolu’nun batısını keşfetmek, hem de buldukları değerli eserleri Avusturya-Macaristan İmparatorluk ailesinin koleksiyonuna taşımak için İzmir’den Antalya’ya kadar karış karış dolaşan Viyanalı bir araştırma ekibine 1892 yılında katılan Yüzbaşı Ernst Krickl’ın fotoğrafları ve günlüklerinden oluşuyor sergi. Bölgemizin 125 yıl önceki haline ve bu toprakların o günkü insanlarına tanıklık ediyor. Geçmişimize küçük bir yolculuk ve belki zaman zaman ‘yanlış’ ve ‘çirkin’e evrilerek değişen karşısında duyulan buruk bir sızı…
* * * * *
Sanat güzelleştirir hayatlarımızı; renklendirir, zenginleştirir. Ruhumuzu okşar ve kaba çizgili, şiddet yüklü dünyamızın yaralarını onarır, iyileştirir; farklılıkları silip birleştirir; gezegenimizi daha yaşanabilir bir yer haline getirir.
AKS, bizler için kültür ve sanata “yer açtı”; biz de hayatlarımızda yer açalım sanata. Kendimiz, ülkemiz ve dünyamız; hem bugün, hem yarın için…