Fatima Abushanab’ı tanımazsınız… Mariam Kavakçı’yı da… Ama onların ABD’de yaptıkları her sağlık harcamasını siz ödüyorsunuz. Grip olsa, doktor parası da, ilaç parası da sizin cebinizden çıkıyor. Dişine dolgu yapılırsa, parası sizin cebinizden… Üstelik, sağlık harcamalarının son derece pahalı olduğu ABD fiyatlarıyla…
Kim mi bu insanlar? Yeni Kuala Lumpur Büyükelçisi’nin çocukları…
Kendi çocuklarınızın sağlık harcamalarını karşılayamazken, ağzınızda çürük dişlerle gezmek zorunda kalırken, onun çocuklarını niçin ABD’de tedavi ettirdiğinizi mi merak ediyorsunuz? Anlatayım efendim…
* * * * *
Merve Kavakçı, ABD vatandaşıdır. 5 Mart 1999’dan beri… O gün, ABD vatandaşı olmak için şu yemini etmiştir: “Burada, önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime; bundan böyle ABD Anayasası'nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma; ABD'ye bağlılık ve sadakat göstereceğime; kanunun gerektirdiği hallerde ABD ordusuna hizmet vereceğime; kanunun gerektirdiği durumda sivil yönetim altında ulusal önemi olan işlerde çalışacağıma ve bu yükümlülükleri özgür bir şekilde, akıl sağlığım yerinde ve samimi olarak üstleneceğime yemin ederim. Tanrı yardımcım olsun.”
Kitaba (Kuran mı İncil mi belli değil) el basarak bu yemini etmiştir Kavakçı. Artık her türlü devlet egemenliğini (Türkiye Cumhuriyeti dahil) reddetmektedir. Sadakati ABD’ye olacaktır. ABD’nin çıkarlarını, bütün dünyada savunacaktır. Gerekirse ABD ordusuna hizmet edecektir (Türk Ordusu ile ABD Ordusu karşı karşıya geldiğinde bile).
Kavakçı, bu yemini ettikten 58 gün sonra, TBMM’nde yemin etmeye geliyor. Yasalar, başka bir ülkenin vatandaşının Türkiye’de milletvekili olamayacağını söylemesine rağmen… Yine yasalar türbanla Meclis’e giremeyeceğini açıkça belirtse de, kameralar önünde şov yaparak türbanla geliyor ve Meclis salonundan dışarı çıkarılıyor. ABD vatandaşı olduğu anlaşılınca da, Türk vatandaşlığı sona erdiriliyor.
Bunun üzerine ABD’ye giden Kavakçı, bulduğu her salonda, Türkiye Cumhuriyeti’ne veriyor veriştiriyor. Hem de, yakın dostu CIA ajanı ve Fethullah Gülen’in yeşil kart alarak ABD’de kalmasını sağlayan Graham Fuller’le birlikte…
* * * * *
Aradan yıllar geçiyor… 3 Temmuz 2017 tarihinde, Merve Kavakçı yeniden TC vatandaşı yapılıyor; 23 gün sonra da Kuala Lumpur’a büyükelçi olarak atanıyor. Bu konuda bir eğitimi falan yok. ABD’nin karanlık güçleriyle, bazı İslami terör örgütleriyle bağlantıları sıklıkla gündeme geliyor. Bunlar önemli değil hükümet için; önemli olan, onların deyimiyle “iade-i itibar”! Yıllarca Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını okyanus ötesinde yerle bir etmeye çalışan birisine, neden itibar edilir diye sormayın, bilen yok!
Yetmiyor efendim… Tabi ki itibar paranın yerine geçmez. Kavakçı diyor ki; “Benim eski maaşlarımı, faizlerimi de verin; geçmişteki, bugünkü ve gelecekteki sağlık harcamalarımı da karşılayın; aileminkini de karşılayın; beni milletvekilliğinden emekli edin ki ayda 10 bin lira maaş da oradan alayım.” Yıllarca Türkiye Cumhuriyeti yerine ABD’ye hizmet et; Türkiye’yi yerden yere vur; sonra da sanki çalışmış gibi maaşını iste! Biliyorum, mantık dışı. Ama kabul edildi! Sanki Meclis’te emek harcamış gibi, Kavakçı’ya, geçmiş maaşlarının karşılığı olarak 71 bin TL ödendi. Faturalarını getirecek, hem kendisinin hem ailesinin ABD’deki 18 yıllık tedavi giderleri de karşılanacak (Yaklaşık 2 milyon lira olduğu tahmin ediliyor). Bundan sonra kendisinin ve ailesinin tedavi giderlerini de TC Devleti karşılayacak. Ayrıca her ay emekli maaşı alacak; sizinki gibi 1300 TL değil, 10 bin TL. Bayram ikramiyeleri de cabası!
* * * * *
Bütün bunlar Anayasa’ya, yasalara, hukuk devletinin ilkelerine aykırı ve size yapılan büyük bir haksızlık mı dediniz? Kusura bakmayın ama, size bize soran var mı?..