AKP ile sıkı fıkı ilişkileriyle bilinen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin, sosyal medyanın gündeminde ilk sırada. Neden mi? Baştan alalım…
Beşiktaş’ta, alkollü iken araç kullanıp karşı şeride geçti; hızla çarptığı polis aracındaki bir polis memuru öldü, diğeri yaralandı. Rüzgar Çetin tutuklandı; 3 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi istendi. “Vallahi pişmanım” dediği için, cezası 6 yıl 3 aya indirildi. 9 ay hapis yattıktan sonra, tahliye edildi.
Kamuoyu ayağa kalktı; babası Sinan Çetin'in ölen polisin ailesine 1,5 milyon lira ödediği için şikayetçi olmaktan vazgeçtiği iddia edildi, parayla adaleti etkiledikleri öne sürüldü. Rüzgar Çetin’in sosyal medya hesabından “Allah yokluğunu göstermesin babam” diye mesaj göndermesi de, iddiaları güçlendirdi.
Oysa olay para değil; güçtü… Ölen polisin ailesine, kim olduğu belli olmayan yüksek bürokratlardan, “anlaş, davacı olmaktan vazgeç” şeklinde öneriler (belki tehditler) geldiği iddia edildi. Mahkeme heyetinin, karar duruşmasından önce değiştirilmesi de, yargıya “yukarıdan” müdahalenin belirtisiydi.
İki olay daha anlatayım…
* * * * *
Yıl 1998… Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı… Oğlu Burak, Şişli’de yaya geçidinde karşıya geçmeye çalışan TRT İstanbul Radyosu sanatçısı Sevim Tanürek’e çarptı. Yaşı 19’du ve ehliyeti yoktu. Kırmızı ışıkta geçmişti. Yerdeki fren izleri, olaydan kısa süre sonra itfaiye aracı ile silindi. Karakola götürülen Burak’a ehliyet sorulmadı. Hazırlanan rapora göre; Tanürek, 8’de 3 kusurluydu. Tanürek altı gün sonra öldü. Yeni bir iddianame ve rapor hazırlanarak, Burak Erdoğan için 2 ila 5 yıl hapis istendi. Raporda da, Tanürek 8’de 8 kusurlu gösterildi. Dava açıldı. Ancak Burak Erdoğan, İngiltere’ye “dil öğrenmeye gittiği için” duruşmalara katılmadı. Mahkeme, Burak Erdoğan’ı 3 ay hapis cezasına mahkum etti, o da para cezasına çevrildi.
* * * * *
Yıl 2011… Yine İstanbul Beşiktaş’ta, karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kadına çarparak ölümüne neden olan alkollü sürücüye müebbet hapis cezası verildi. Rüzgar Çetin gibi, “vallahi pişmanım” demesi, cezasının ancak 16 yıl 8 aya indirilmesini sağladı. Altındaki araç Mercedes’ti; onun da öldürdüğü kişinin ailesine verecek 1,5 milyon lirası vardı muhtemelen. Ancak, para tek başına, alkollü zanlıyı kurtarmaya yetmedi. Anlaşılan ‘gücü’ yetmedi.
* * * * *
Birbirinden çok farklı mahkeme kararları ve Rüzgar Çetin ile Burak Erdoğan arasındaki farkta da görüldüğü gibi, Türkiye’de adalet, güçle orantılı olarak gerçekleşiyor. Eğer, Rüzgar Çetin’in babasının gücü Tayyip Erdoğan’ınki kadar olsaydı; o da, 9 ay hapis yatmak yerine, “ne olur ne olmaz” diyerek yurt dışına gönderilecek; üzerine bir de dil öğrenebilecekti. Sinan Çetin, bu durumunun farkındalığıyla, geleceğe hazırlık için, yandaşlık düzeyini artırırsa şaşırmamak gerek.