Basın mensuplarının kendilerine yakıştırdıkları isim ‘’Haberci’’dir. Haber ise görsel ve yazılı medyanın vazgeçilmez öğelerindendir.
Ben kendime yayıncı denmesini tercih ederim.
Ancak 1998 yılında başladığım yayıncılık bu kentte iş kabul edilmediğinden, gazeteciliğe doğru yönlenmek zorunda kaldım.
2013 yılında dün 61 yaşına giren HÜRSES Gazetesi'ni kurucusu Naci Uğural'dan devraldım.
Hürses Gazetesi AB Medya bünyesine dahil oluncaya kadar 1998 yılından bu yana süregelen yayınlarımızın haberlerini kendi kadromuzda çalışan muhabir ve çalışma arkadaşlarımızla yapardık.
Yayıncılık yaşamım süresince devamlı haberde ve habercilikte kalite aradım ve yayınlarımın okunur olmasını ön planda tuttum.
Yayınlarımdaki haberlerin diğer yayınlarla aynı olmamasına gayret gösterdim.
Nitekim bu özenin başarılı sonuçlarını 20 yıldır devam eden yayınlarımızla gördüğümüzü belirtmek istiyorum.
Oysa gazete yayıncılığında haber ajanslarından gelen haberlerin kullanılmasından gelen bir benzerlik vardı.
HÜRSES ile birlikte haber ajansı aboneliği ile tanıştım.
Basın İlan Kurumu'na (BİK) bağlı gazetelerin kadrolarına rağmen bu haber ajansı aboneliği beni şaşırtsa da öte yandan yayıncı sorumluluğunu haber ajansları ile paylaşma avantajını göz ardı etmedim.
BİK’e bağlı, 21 kişilik kadro ile 16 sayfa basılan gazetelerden biri olarak dünyanın parasını öderken karşılığında herhangi bir haber ajansının aboneliği bile olmadan internette yayın yapan gazetecilerle rekabet etmek zorunda kalmamızın yanı sıra, hiçbir kurala tabii olmayan internet siteleri ile rekabet ettiğimizi sizlerle paylaşmak isterim.
Neticede dijital platformlar, sosyal medya hatta Youtube gibi kanallara olan genel ilgi reklam verenler için de geçerli olduğundan, maalesef ki etik yayıncılık ilkeleri ile hareket eden BİK’e bağlı yerel gazeteler taşıdıkları maliyetlerin karşılığını maddi, manevi alamıyorlar.
Kaldı ki, kamuoyunu bilgilendirme görevlerini yerine getiren gazeteler yerel yönetimlerin her birinin kendi hazırlayıp bastıkları bültenlerin rekabeti ile de karşı karşıyalar.
Hal böyle olunca biz gazeteler ya yandaş ya da muhalif sıfatlandırmasına maruz kalıyoruz.
Kurum ve reklam veren nezdinde biz gazeteler, negatif haberleri sayfaya taşıdığımızda ilan almak adına şantaj imasına rağmen, pozitif haberlerle yerel medyanın dikkate alınmadığı iması ile muhatap oluyoruz....
Oysa yazılı basının, özellikle de yerel basının yaşam kaynağının ilan ve reklamlar olduğu tartışılmaz bir gerçek.
Kaldı ki yayınlarımızla ve 20 yıldır ulusal reklam ajansı olarak bölgenin reklam ciro 1'incisi olmamıza rağmen kendi yerel gazetemize bu katkıyı koyamadığımız aşikar.
Gazetemizi okunur ve halkın ilgisini çeker bir düzeye getirmek için, her zaman kaliteli, okunurluğu yüksek haber ve fikir yazılarına yer verdik
Hürses, bugüne kadar Antalya’nın sorunlarını, yapıcı yayınlar ve yorumlar yaparak Sivil Toplum Örgütlerinin, bürokratların, seçilmişlerin yaptıkları icraatlara sayfalarında tarafsız ve yorumsuz olarak yer vermiştir. Bugüne kadar hiçbir siyasi partinin yandaşı olmayan gazetemiz, çığırtkanlık ve kalemşörlük yapmamış ve daima partiler üstü politikası ile tarafsız bir Gazete olma niteliğini korumasını başarmıştır. 60 yıllık yayın hayatımızda en büyük desteği okurlarımızdan ve siz Antalyalılardan aldık.
TEŞEKKÜRLER
İYİ Kİ VARSINIZ HOCAM..EMEĞİNİZE SAĞLIK..