Kim olduğunun önemi yok!
Ne yaptığının da…
Güzellik, iktidar, şöhret, para, kariyer…
Toplumsal unutuluşun olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Tıpkı yaşadıklarını unutamayan Antalya İl Emniyet eski Müdürü Dr. Ali Yılmaz’ın dediği gibi…
Dr. Yılmaz, kişisel blog sitesinde duygularını kaleme almış ve “Adam Diye Geziyorsunuz Ya…” başlıklı yazısında sıkı gider yapmış.
Aynı konuyu ben yazsam bu kadar güzel ifade edemezdim diye düşündüm. İhaneti, vefasızlığı, kurnazı, kendini akıllı zannedenleri, kullananı, omurgalıyı, omurgasızı... Tabi insan kendi hemcinslerini daha iyi tasvir edebiliyor. Ama hepsinden önemlisi kendi hatasını ve kabullenişini de dile getiriyor.
Aslında Dr. Ali Yılmaz’ın Gaziantep’ten, Antalya İl Emniyet Müdürlüğü görevine geldiği zaman Antalya’nın en ilginç zamanıydı. Menderes Türel’in Antalya Büyükşehir Belediye eski Başkanı, Rixos çalışanı, Avukat Mustafa Köse’nin Ak Parti Antalya İl Başkanı, Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, kendisi gibi Kırşehirli olan Ahmet Altıparmak’ın Antalya Valisi olduğu dönemdi. Benim ise; Polis Teşkilatı’yla yakın temasta çalıştığım, Antalya İl Emniyet Müdürlüğü birimlerinin ve hizmetlerinin anlatıldığı bir yayın hazırladığım dönemdi. Hatta o dönem işlettiğim Marina Otel’e ve Kaleiçi ziyaretçilerini rahatsız eden tinerci ve nevi kişilerden arınması için yaptığı çalışmalar için kendisine müteşekkir kalmıştım ki, 15 yıl işlettiğim Marina Otel’den hülle ile 40 personelimle kapının önüne koyulduğumuzda Ramazan ayının Temmuz sıcağında klima çalıştırılmayan karakolda müşteki olmamıza rağmen adeta sanık muamelesi gördüğümüz dönem de aynı dönemdi…
Tabii konumuz kalleşlik ve ihanet olduğu için bir hafıza tazelemesi yapmak şart oldu.
Nitekim yazısında “Bir söz vardır: İnsanı dostun ihaneti, düşmanın merhameti yıkar” diye başlayıp;
“Makamları mevkileri yokken elinden tutup, gezdirdiklerimiz…
Risk alarak savunduklarımız…
Birilerinin tepkisini çekeceğimizi bile bile yanında göründüklerimiz…
Size helal olsun.
Adam diye geziyorsunuz ya…” diye isim vermeden sitem ve farkındalıkla bahsettiği kişiler kimler bilmem ama ben o dönem eski Emniyet Müdürü Dr. Ali Yılmaz’ın etrafındakileri hatırlamaya çalıştığımda ilk aklıma gelen isimler şöyle sıralandı; Antalyaspor yöneticisi Hüseyin Acarlıoğlu, o dönem siyasi kariyerinin hangi aşamasında olduğunu hatırlamıyorum ama iş adamı günümüzün Antalyaspor Başkanı Cihan Bulut, dünürü Nihar Ünal, Ramada Otel’in Sahibi Fikret Karakaş, Turizmci Ufuk Cömertoğlu, Gazeteci Mevlüt Yeni, iş adamları Osman Önal, Mustafa Sak, o dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay. Dr. Ali Yılmaz, yazısında tabi ki tüm bu isimlerden hangilerine gönderme yaptı hangileri ile dostluğu devam ediyor bilemem! ama yazdıklarının da insan olanın anlayacağı türden olduğunu, dile getirmeden de geçemiyorum;
“Dün iyilik yaptıklarınız, başı sıkışınca imdadına koştuklarınız…
Kahrını çektikleriniz…
Bugün hatırınızı sormazsa…
Telefonlarınıza lütfedip çıkarsa…
Daha da ötesi birilerine yaranmak adına, size zarar vermeye çalışırsa…
Ne kadar acı…
Bazı insanlara yapılan iyilikten dolayı pişman oluyor insan…
Elinden gelse geri alacak kadar.
Garip değil mi?”
Ancak Dr. Ali Yılmaz, yazısının sonunda “kurt, tilki ve insan” hikâyesinde anlattığı gibi herkesin bir hesabı olduğunu ve ona göre davrandıklarını alladığı net şekilde anlaşılıyor.
Herkesin bir hesabı var…!
Şüphesiz ki Allah’ında bir hesabı var. “Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. - Allah’ın tuzak kuranlara mukabele edenlerin en hayırlısıdır– “ 8/Enfâl Suresi 30.ayetinin anlamında olduğu gibi…
Ancak kalleşliğin, vefasızlığın, dostun ihanetinin, düşmanın kucaklamasının, hesapların, kitapların ardında kimsenin görmediği var.
Merdivenlerden çıkarken kime selam veriyorsan, inerken de aynı kişilere selam vereceğini unutmamak gerekiyor…!
İyi haftalar…