Antalyaspor A.Ş.’nin genel kurul gündemini okuyunca kanaat getirdim ki, Ali Şafak Öztürk’ün kafası çok karışık. Çünkü aday olacak mı, olmayacak mı, aday olana destek verecek mi, yeni yönetimde yer alacak mı?
Ali Şafak Öztürk’ün kafasında deli sorular…
Genel kurul kararı ile başlayan 1. ve 2. basın toplantıları, zincirleme kaza gibi Öztürk ailesinin gereksiz gündem olmasına neden oldu.
Yakın zamana kadar Öztürk ailesinin küçük oğlu Ali Şafak Öztürk, dün Antalya ve Antalyaspor’un evladı iken, bugün nerede durduğu belli değil!
Öztürk, bildiğiniz gibi ilk toplantısında “siyasiler sözünde durmadı” cümlesi kullanarak, istifa mantığıyla genel kurul kararını duyurdu.
Dudağından dökülen duygusal sözlerin ağlayarak terki sonrası, Başkan Menderes Türel’in sosyal medyadan tepkisinin hemen arkasından Ali Şafak Bey ile bir araya getirilmesi... Yeteri kadar kafa karıştırdı.
Zira kılıcı kınından çıkarmış gibi algılanan Ali Şafak Öztürk, 2. basın toplantısında “Menderes Başkan benim ağabeyimdir” sözleri ile kamuoyunun önünde bir nevi özür diledi. Arkasından yine bilinçli ya da bilinçsiz kontrolsüz bir şekilde “Antalya’nın ve Antalyaspor’un bağırsakları temizlenmeli” sözüyle üzerine alınması gerekenin dışında herkesin alındığı cümlesi ile Antalyaspor Başkanı olarak ulusal kanalların ana haber bültenlerinin 1. sırasında yerini aldı. 2. toplantının arkasından bu kez de dernekle bir araya gelerek, onlara derdini anlatmakla zaman geçirdi.
Bu da HÜRSES’in kendisine sorduğu “Büyükşehir Belediyesi ve Antalyaspor Derneği başta olmak üzere her türlü desteği alan Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk’ün ‘Antalya şehri ve Antalyaspor’un bağırsaklarının temizlenmesi lâzım’ tespitinde kim ya da kimleri kastetmektedir?” sorusunu akıllara getirdi.
Elbette yukarıda anlattıklarımı siz de yakinen biliyorsunuz. Şimdi tüm bunlara rağmen; Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk’ün iyi niyeti, iş adamı babası Fikret Öztürk’ün dehşet tecrübesi, Başkan Menderes Türel ve ekibinin niyetlerine rağmen, 7 Aralık’ta alınan genel kurulu kararıyla karşı karşıyayız.
Kamuoyuna; Fikret Öztürk’ün istemediği noktasında tablo çizilse de, Ali Şafak Öztürk ve yönetim kurulu hatta bunların etrafındakilerin birlik ve beraberliği dikkatlerden kaçmıyor.
Buna rağmen, olağanüstü genel kurul kararının istifa gibi algısı, Türel’in o gece yayınladığı mesajı ve hemen ardından yönetim kurulu üyesi Nadire Konuk Akıncıoğlu’nun istifasını vermesi yönetim düşecek algısına neden oldu.
Oysa olağanüstü genel kurul gündemi istifa kokmuyor!
Zira Ali Şafak Öztürk istifa edecek olsa, genel kurula mali tabloyu da koyup kendisini ibra etmek isterdi.
Öztürk, bahsettiği bağırsakları temizleyerek, yeni bir yönetim kurulu oluşturursa ilk söylediğim gibi “davul ve tokmak kendisinde” kararı ile yürürse, Antalya gibi önemli bir markanın kahramanı olur.