İçimden, “İşte budur belediye meclis üyesi adayı(!)” demiştim ve aklıma anında Aziz Nesin’in ünlü romanıyla, Kemal Sunal’ın kült filmi “ZÜBÜK” gelmişti nedense.
O bir saatte masada konuşulanları anlatsam hiç kimse inanmaz. Masadan kaçabilmek için çırpınıyordum, ancak o ortamda yapabileceğim çok şey yoktu.
CHP önseçim yaptığında, listenin ikinci sırasında seçilmesine, gösterilen tepkileri de çok iyi biliyorum. Özellikle ticari yaşamıyla ilgili çekinceler, fazlasıyla dile getiriliyordu tepkilerde.
Yani birisi bana sorsa ve “Salla bakalım Google’dan bir isim, bütün belediye meclislerinin içinden ilk kim döner?” dese, vereceğim yanıt, kesinlikle bu kişi olurdu. Ancak, yanıldım, ikinci oldu.
Ben bu transfere hiç şaşırmadım. Sadece ikinci olmasına ve bu kişiyi benden çok daha iyi tanıdıkları halde, şaşıranlara şaşırdım!
_____________________________________________________
Suçlu eylemciler…
Ok Meydanı’nda gerçekleşen protesto eylemleri sırasında yaşamını kaybeden yurttaşımızın kız kardeşi, o üzüntüyle ağlayarak haykırıyordu: “Siz eylem yapmasanız, benim kardeşim ölmezdi!” diye.
Can kaybı yaşadığı için, o anda, neden protesto gösterileri yapılıyor, kim ateş açıyor, ya da bomba atıyor, hiç düşünmemesi çok normal.
Ülke, tam bir yıldır, Gezi protestolarıyla birlikte yangın yerine dönmüş, halk 17 Aralık’ta, Soma faciasında sokaklara taşmış, hiç umurunda değildi..
Başbakan bu fırsatı kaçırır mı hiç, Köln’de ülkemizdekinin tam aksine, bağırıp çağırmadan sakin sakin konuşurken, hemen diline dolayıverdi o üzüntülü kadının sözlerini.
Avrupa basınına şirin gözükmek için sesini fazla yükseltmeden, “Ne diyordu o kadın? Siz eylem yapmasanız benim kardeşim ölmezdi, dedi” anımsatması yaparak.
“Sakın eylem yapmayın. Suçlu siz olursunuz. Meydanlarda, sokaklarda eylem yapanları gaz bombasıyla, mermiyle vuranların, tomalarla, basınçlı sularla, coplarla, tekme tokatla dövüp yaralayanların suçu yok. Son bir yılda ölenlerin hepsinin suçlusu ve katili, eylem yapanlardır. Ülkede eylem yapmak yasak, kolluk kuvvetlerinin orantısız güç uygulaması serbest” demeye getiriyor.
Ve bir de ekliyor: “Polis nasıl sabrediyor, anlamıyorum.”
O anlamış ama ben anlamadım, Yani, polise “Ne bekliyorsunuz? Elinizde ne varsa, tekme tokat saldırın, vurun kırın” demeye mi getiriyor çözemedim…
Diktatör değil tabi ki… Diktatör olsaydı açık açık söylerdi…
__________________________________________________
İki başarı, iki teşekkür…
Nuri Bilge Ceylan ve Beşiktaş Hentbol Takımı, geçtiğimiz hafta övgüyü hakeden büyük başarılara imza attılar…
Ulaslararası film festivallerinde ödül kazanmayı alışkanlık edinen Nuri Bilge Ceylan, bu kez de “Kış Uykusu” adlı filmiyle, Cannes Film Festivali’nde En İyi Film kategorisinde Altın Palmiye kazandı.
Ödül töreninde yaptığı konuşmayla da, “Ölen ölmüştür. Ölüm bu işin tabiatında var” diyenlere de şamar gibi yanıt vermiştir. Son yıllarda bütün dünyada Türklerin, eğitimsiz, kaba, kavgacı ve aşırı dinci olduğu izlenimini verenlere inat, Türk’ün nasıl modern, bilgili ve başarılı olduğunu kanıtlamıştır. Çok teşekkürler…
Beşiktaş Erkek Hentbol Takımı da, üst üste altıncı, son on yılda da sekizinci kez Türkiye şampiyonu oldu.
Sporun sadece futbol olmadığını ka-bullenemeyen gazeteler ve televizyonlar, reyting ve traj kaygısıyla, bu haberi çok fazla büyük görmediler.
Hentbolde bayanlarda üst üste üç kez şampiyon olan Muratpaşa Belediyespor ve erkeklerde üst üste altıncı kez şampiyon olan Beşiktaş gibi takımların daha da artması beklentimizdir. Çok çok teşekkürler…
Genel
28 Mayıs 2014 - 11:21
Ben İkinciliğe Ve Şaşıranlara Şaşırdım
Şu transfer öyküsü, bazılarını çok şaşırtmış. Olamazmış falan filan. Bu transfer yapan vatandaşı, ben yaşamımda sadece iki kez gördüm ve birisinde yaklaşık bir saat aynı masada oturdum.
Genel
28 Mayıs 2014 - 11:21
İlginizi Çekebilir