Seni karanlıkta yatırıyorlar/ Korkuyorsun geceden/ Bakıp bakıp pencereden/ Yatağına sokuluyorsun/ Ben hep eski yerimdeyim biliyorsun/ Hava açık olduğu zamanlar... Bu dizeler, hayatın içinde, umudu dışarıda değil, evinin içerisinde arayan bir şairin dizeleri. Bundan tam 38 yıl önce, 13 Aralık 1979'da 63 yaşındayken hayata gözlerini yuman Behçet Necatigil'in dizeleri... Daha küçük yaşlarda edebiyata olan ilgisi, Türkçe öğretmeninin defterine "Yarının iyi bir kalemisin. Boş durma, oku!"yazmasıyla taçlanan Necatigil, Cumhuriyet döneminin önemli şairleri arasına girdi. Eserlerine doğayı, çevresini, yaşadığı sokağı, evini ve yalnızlığını konu edinen Necatigil, edebiyat dünyasına sadece şiirler değil, antoloji, inceleme ve radyo oyunları da kazandırdı.
EDEBİYATA UZANAN YOL
Necatigil'in edebiyata olan ilgisi, henüz ortaokul yıllarındayken başladı. Daha o yıllarda bile kuvvetli bir kaleme sahip olan şairin, edebiyat öğretmeni dönemin önemli şairlerinden Zeki Ömer Defne'ydi. Necatigil'in edebiyata olan ilgisini fark eden Zeki Ömer Defne, şairin defterine "Yarının iyi bir kalemisin. Boş durma, oku!" notunu yazdı. Bu not Necaitigil'i şevklendirmiş olacak ki, henüz bir ortaokul öğrencisiyken bir dergi çıkarmaya başladı. Küçük Muharrir adını verdiği dergisinde şiirlerini yayınlayan Necatigil'in okuyucu kitlesi de arkadaşları ve akrabalarından oluşuyordu. Şair, bu girişimiyle birlikte edebiyata dünyasına girmiş ve yıllar geçtikçe daha çok tanınan, sevilen bir şair haline gelmiştir.
SADECE YAZMADI, ÖĞRETTİ
Ortaokulda Küçük Muharrir dergisini çıkarmaya devam ettiği yıllarda, akşam Gazetesi'nde yine Küçük Muharrir imzasıyla şiirler ve fıkralar yazdı. Kabataş Lisesi'ni bitirmesinin ardından Yüksek Öğretmen Okulu'nda Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne giriş yaptı. Okulu sırasında davetli olarak 4 ay süreyle Almanya'ya gitti. Türkiye'ye dönüp okulu bitirince ve askerlik görevini tamamladığında kendi okuduğu okul olan Kabataş Lisesi'ne Edebiyat öğretmeni olarak atandı ve 15 yıl süreyle burada öğretmenlik yaptı. Şair böylece sadece yazmakla kalmadı, küçük yaşlarında başlayan edebiyat sevgisini ve deneyimini öğrencilerine de aktarma, öğretme fırsatı yakalamış oldu.
YALNIZCA ŞAİR DEĞİLDİ
Necatigil, edebiyat dünyasında sadece şiirleriyle tanınmadı. Necatigil ayrıca radyo oyunları, düz yazılar, antolojiler, mektuplar ve çevirileriyle de önemli eserlere imza attı. Yayınladığı Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü'nde edebiyat serüvenini şu cümlelerle anlattı: "İlk şiiri lisede öğrenciyken, Varlık dergisinde çıkmıştı (ekim 1935). Şiirde kırk yılını, doğumundan ölümüne, orta halli bir vatandaşın, birey olarak başından geçecek durumları hatırlatmaya; ev-aile-yakın çevre üçgeninde, gerçek ve hayal yaşantılarını iletmeye, duyurmaya harcadı. Arada biçim yenileştirmelerinden ötürü yadırgandığı da oldu, ama genellikle, eleştirmenler, onun için, tutarlı ve özel bir dünyası olan bir şair dediler."
HAYATIN KENDİSİNDEN BESLENDİ
Birçok eleştirmen ve şair, Necatigil için 'Dar Çevre Şairi' tanımlamasını kullandı. Bunun sebebi de, şairin şiirlerinde yer verdiği konular. Basit ve hayatın içinden konulara şiirlerinde yer veren şair, dar bir hayatın içinde yaşayan insanları anlattı bir bakıma. Halk şiirinin öğeleriyle Batılı tarzı harmanlayarak yeni bir tarz oluşturan Necatigil, sade bir dil kullanmaya özen göstererek süslü dilden uzak durdu.