Antalya'daki AYBUDER, kendilerine başvuran madde bağımlılarının tedavisi için doğayla iç içe rehabilitasyon imkanı sunuyor. 35 yıl her türlü uyuşturucu maddeyi kullandığını söyleyen Yavuz Tufan Koçak (59), 5 dönümlük alanda kurduğu 'Yavuz Baba'nın Çiftliği'nde, madde bağımlılarının rehabilitasyonla, ilaçsız iyileşmesi için çaba sarf ediyor.
HAYATA DAHA SIKI TUTUNDULAR
Sabah birlikte kahvaltı hazırlayan madde bağımlısı gençler, gün içerisinde yapacaklarını toplantıda planlıyor. Gençler çiftlikte temizlik yapıyor, bahçede meyve ve sebze yetiştiriyor, evcil hayvan besliyor. Madde bağımlılığından kurtulan gençlerden kimi yarıda kalan eğitimlerine tekrar başlarken kimi yaşadıklarını kaleme alıyor, kimi de resim yapıp, müzek aleti çalmayı öğrenerek hayata sıkı sıkı tutunuyor.
'NE ARADIĞIMI BİLMİYORDUM'
AYBUDER Başkan Yardımcısı Z.Ü., 6 yıl önce kaldığı yurtta esrar kullanmaya başladığını söyledi. Askerden geldikten sonra eroine başladığını belirten Z.Ü., "Çok çabuk dibi boyladım. 1 yıl içinde insan içine çıkamayacak, sıfır noktasına geldim. Hep bir arayış içindeydim ama ne aradığımı ben de bilemiyordum. Kafamdaki sıkıntılardan kurtulmak için bir ortam arıyordum" dedi.
YARIDA KALAN EĞİTİMİNE BAŞLADI
Dernekteki rehabilitasyon sırasında, kendisiyle barışık olmadığı için madde kullanmaya başladığını anlatan Z.Ü., "İyileşme sürecinde normal bir kişi gibi toplumda kendimi nasıl var edebilirim diye çalışmalara başladım. Yarım kalan eğitimime devam etmeye başladım. Bağımlılıkta mantık aranmaz, sadece arayış vardır. Kişi mevcut gerçekliği beğenmiyor, kendine bir gerçeklik arayışına giriyor. Aile içi iletişim sıkıntısı, kendimi değerli hissetmemem, kendimle barışık olmamam gibi birçok neden madde kullanımında etkili oluyor. Sürekli maddenin ilk verdiği hissi arıyorsun, o etkiyi bulmak için de farklı maddeleri artan dozda kullanmaya başlıyorsun. Gitgide sürecin nereye gittiğinin farkına varmadan sona yaklaşıyorsun. Bu bir aile hastalığı, aileyi iyileşme sürecinin içine dahil etmezsek bağımlı ile yürüttüğümüz çalışmalar başarıya ulaşmıyor. Ailelerin olabildiğince bilinçli olması gerekiyor. Birey aile içerisinde varlığını oluşturamazsa gidip kendini dışarıda bu şekilde ifade etmeye çalışıyor" diye konuştu.
DERNEKTEKİ HERKES ESKİ BAĞIMLI
Dernekte sıcak bir aile ortamı olduğunu belirten Z.Ü., "Burası klinik veya hastane değil, sıcak ve samimi bir ortam var. Biz burada ilaç kullanmıyoruz. Kilitli bir kapı ve güvenliğimiz yok. İstediğimiz zaman gelip istediğimiz zaman gidiyoruz. Bizimle burada kalan bağımlılar, göndermeye çalışsak da burada kalma ihtiyacı hissediyor. Yıllarca arayıp bulamadığı anlayışı burada bulabiliyor. Herkes kendisi gibi. Özgürce fikirlerini, sırlarını anlatabiliyor. En fazla karşılaştığı şey, 'Ben de bunu yaşadım' oluyor. Burada bitkiler yetiştiriyorum, saz çalmaya ve resim yapmaya başladım" dedi.
EŞİYLE KİTAP YAZIYOR
Evli olduğunu belirten M.F.Y., eşiyle kaçarak hayatlarını birleştirdiklerini söyledi. Eşinin de kendisiyle madde kullanmaya başladığını anlatan M.F.Y., şöyle dedi:
"Van'daki evimizi sattık. Madde kullanmadan hayatta kalamayacağımı düşünüyordum. Bununla öleceğimi düşünüyordum. Derneğe başvurdum. Dernekte herkes benim gibiydi. Hiç kimse beni yargılamadı. Her biri bana umut ışığı oldu. Uyuşturucu kullanmadan bir hayat yaşayabileceğime inandım. İki senedir kullanmıyorum. Hayatımın dönüm noktası bu dernek oldu. Makine mühendisliği son sınıf öğrencisiyim. Kitap yazmaya başladım. Eşimle geçmişte yaşadıklarımızı yazıyoruz. Maddeden kurtulduktan sonra neler yaşadığımızı kaleme aldık. Madde bağımlılığından 3-5 gün hastanede yatarak kurtulmak mümkün değil."