Partinin taban hareketi olduklarını ve bu anlamda değişimi temsil ettiklerini ifade eden Mısırlıoğlu, Boğa Çayı'na yapılacak her müdahalenin doğa tarafından bir gün geri alınacağını ve bunun da felaketlere yol açacağını söyledi. Kadınlar ve gençler için de özel projeleri olduğunun altını çizen Mısırlıoğlu, işsizliğin gençler arasında önemli bir sorun olduğunu ve bunun çözümüne ilişkin çalışmalar yürüteceğini de vurguladı.
· Aday olmaya nasıl karar verdiniz?
Siyasetin hep içinde olan bir aile ve çevreyle büyüyen birisi olarak, kafamdaki projeleri liyakat sahibi bir ekiple birlikte gerçekleştirmeyi uzun zamandır düşünmekteydim. 2019’a giden yolda bu ağır göreve talip olarak partimizin Konyaaltı’ndaki çalışmalarını birkaç üst basamağa çıkarmayı amaçlıyorum. Ben ülkemi ve halkımızı seviyorum, onlara karşı bir borcum olduğunu düşünüyorum ve bu borcumu ödemek, onlara daha müreffeh bir dünya bırakabilmek için, bir şeyler yapmak için aday oldum.
· Neden Cumhuriyet Halk Partisi?
Çünkü vicdanı olan hiç kimsenin CHP’li olmaktan başka çaresi yoktur. Biz çocukluğumuzdan beri Atatürk kültürü içinde yoğrulmuş CHP’li bir aile ve çevreyle büyüdük. O kültürü gönlümüzün en derin yerlerinde yaşadık. Haksızlığa hep dur demeyi öğrendik. Hukuksuzluklarla mücadele etmeyi temel felsefemiz olarak kabul ettik. Adaleti hayat anlayışımız olarak ortaya koyduk. Bütün bunları sindirmiş birinin CHP’li olmaktan başka çaresi yoktur.
· Önceki açıklamalarınızda Konyaaltı'nın Türkiye'nin yıldızı haline getireceğinizi söylediniz. Konyaaltı için projeleriniz neler?
Temel olarak kadın, gençlik ve insana dokunma eksenine koyduğumuz projelerimiz var. Örneğin, kadınlar bu partinin ana öğesidir. Kadın ağırlıklı bir oluşum yapmak istiyorum. Bu nedenle her mahallede kadınlarımızla bir araya gelip sorunlarını dinleyecek ve onların katkılarını alacağım. Aynı şey gençlerimiz için de geçerli.
Kırsal kesime daha fazla dokunacağım. Onların sorunlarını yerinde yaşayıp görüp onlarla birlikte hareketimize ivme kazandıracağım.
Başkan seçilirsem Konyaaltı’nda gidilmemiş esnaf kalmayacaktır. Bütün bunları insanımıza dokunmak ve aidiyet duygusunu artırmak için yapmak istiyorum. Çünkü 2019’a giderken faşizme ve gericiliğe karşı mücadelede bize daha fazla aktif arkadaş lazım. Bize daha fazla “biz” lazım.
Ayrıca; belirli dönemlerde danışma kurulu düzenlemek en önemsediğim şeylerden birisi. Mahalle delegelerimizin, mahalle temsilcilerimizin, mahalledeki üyelerimizin katılacağı bu toplantılarda yaptıklarımın hesabını vermek ve bir sonraki toplantıya kadar nelerin eksik olduğunu ortak akılla tespit edeceğim.
Bütün bu anlattıklarımın toplamı değişimdir. Biz 20 yıla yakın vesayet altında, durağan bir yapıda olan örgütümüzü bağımsız ve dinamik bir hale getirmek için yola çıktık. Bu talep parti tabanından geldi. Yani biz partinin taban hareketiyiz, biz değişimin adıyız.
· Antalya'da üniversite dolayısıyla genç nüfus fazla. Oldukça büyük bir potansiyel var. Gençleri siyasi sürece dahil etme adına planlarınız var mı?
Bu çok önemsediğim bir konu. Bir kere en büyük sorunumuz gençlerimizin iş sorunu. Onun için partili işverenlerimizin listesini çıkarıp iş arayan gençlerimizle onları buluşturmak en önemli projemdir. Ayrıca gençlerimizin sosyal medya üzerinden birbirlerini tanımalarını ve birbirlerine çeşitli konularda yardım sunmalarını hedefliyorum. Bunun için bir yazılım üzerinde çalışıyoruz.
Bir başka husus da sosyal faaliyetler konusunda. Tiyatro kursları, müzik kursları, dil kursları, karikatür ve resim kursları gibi kurslar açarak genç kardeşlerimize gönüllü partililerimizin destek vermesini sağlayacağım.
Her şeyden önemlisi genç kardeşlerimizin gözünden bu dünyaya bakıp onların akıllarından yaralanmak istiyorum.
· Seçim çalışmalarınızda insanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
İnsanımıza dokunmak ve gülmek işin en keyifli kısmı. İnsanlar gülümsemeye o kadar muhtaçlar ki. Hayat sorunları, ekonomik sorunlar, siyasi baskılar... Herkes mutsuz. Her zaman söylediğim bir şey var ki o da; “gülmek bulaşıcıdır”. Bu anlamda gülümsediğim herkes bana gülümsüyor ve destek veriyor. Samimiyet insanın gözlerinden belli oluyor. Bu yolda çok değerli insanlarla tanıştık ve desteklerini aldık. Herkese teşekkür ediyorum.
· Bir ilçe başkan adayı olarak, Konyaaltı'na baktığınızda nelerin yanlış yapıldığını düşünüyorsunuz?
Öncelikle şunu belirtmek gerek. İlçemiz insanın ömrünü uzatan, huzur ve güvende yaşamasını sağlayan “yavaş kent” konseptinde olmalı. Temposu hızlı, sıkış tıkış bir kent olmaktan özenle kaçınmamız gerekli. Bu konseptin temelinde ormanın, yeşil alanların, çiçeğin korunması, yaya trafiğin özendirilmesi, dikey mimari yerine yatay ve az katlı mimarinin tercih edilmesi esası vardır. Bu anlamda üzülerek söyleyeyim ki ilçemiz giderek yavaş kent özelliklerini kaybediyor. İlçemizin gerdanlığı olan Konyaaltı sahili ve Boğa Çayı Büyükşehir tarafından rant alanına çevriliyor. Buna izin verilemez.
· Hazır konuyu açmışken sorayım: İlçeniz son bir yıldır Konyaaltı plajı ve Boğaçayı projeleriyle gündeme geldi. Bu projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir kere Boğaçayı ismini nereden alıyor biliyor musunuz? Üç derenin birleşmesiyle oluşup yılın dört mevsimi yağış alan bir bölgede önüne kattığı her şeyi boğa azgınlığıyla sürüklediği için ismi Boğaçayı’dır. En başta buraya yapılacak her şeyi doğa bir gün geri almasını bilir. Kaldı ki milyonlarca yıldır deniz suyu oraya girmiyor iken, suni bir yapılaşmayla müdahale etmek tam anlamıyla bir çılgınlıktır. Hem doğa hem de insanlık için bir felaket anlamına gelir. İşin uzmanları ve halk bu projeye “hayır” demektedir. Büyükşehir Başkanı Menderes Türel bunu anlayıp bu yanlışlıktan kesinlikle dönmelidir.
Keza, Boğa Çayı Projesi ile sahilin Limana kadar olan kısmına yat limanı yapılacak olması asla kabul edilemez. Çünkü sahiller kamunun malıdır ve özel işletmelere verilemez.
Konyaaltı sahilinde Büyükşehir Belediyesi 3 yıldır halkı mağdur etmektedir.
Bu alanı projelendiriyorum diyerek yapılan çalışmalar yandaş kişilere halkın malını peşkeş çekmekten başka bir anlam taşımamaktadır.
“Bütün bu anlattıklarımın toplamı değişimdir. Biz 20 yıla yakın vesayet altında, durağan bir yapıda olan örgütümüzü bağımsız ve dinamik bir hale getirmek için yola çıktık. Yani biz partinin taban hareketiyiz, biz değişimin adıyız.”
“Kadınlar bu partinin ana öğesidir. Kadın ağırlıklı bir oluşum yapmak istiyorum. Bu nedenle her mahallede kadınlarımızla bir araya gelip sorunlarını dinleyecek ve onların katkılarını alacağım. Aynı şey gençlerimiz için de geçerli.”
“Boğa Çayı'na dokunulmaması gerekir. Buraya yapılacak her şeyi doğa bir gün geri almasını bilir. Kaldı ki milyonlarca yıldır deniz suyu oraya girmiyor iken, suni bir yapılaşmayla müdahale etmek tam anlamıyla bir çılgınlıktır. Hem doğa hem de insanlık için bir felaket anlamına gelir”
“İlçemiz insanın ömrünü uzatan, huzur ve güvende yaşamasını sağlayan “yavaş kent” konseptinde olmalı. Temposu hızlı, sıkış tıkış bir kent olmaktan özenle kaçınmamız gerekli. Bu konseptin temelinde ormanın, yeşil alanların, çiçeğin korunması, dikey mimari yerine yatay ve az katlı mimarinin tercih edilmesi esası vardır.”