Çimento sektörünün Türkiye ve dünyadaki önemli temsilcileri, Antalya'da bir araya geldi. Çimento teknolojisindeki son gelişmelerin paylaşıldığı ve iki yılda bir düzenlenen 'TÇMB Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi'nin 14'üncüsü, 10-13 Ekim tarihlerinde Serik İlçesi'ne bağlı bir otelde başladı. Etkinliğe, birçok ülkeden üst düzey sektör yöneticileri de katıldı. Seminerde, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji optimizasyonu ve yenilenebilir enerji kullanımı konuları ele alındı.
TÇMB Başkanı Tüzün, Türk çimento sektörünün bugün üretimde Avrupa'da birinci, dünyada ise dördüncü olduğunu söyledi. Tüzün, Türk çimento sektörünün, 54'ü entegre, 18'i öğütme ve paketleme tesisi olmak üzere toplam 72 çimento üretim tesisiyle faaliyet gösterdiğini ve yaklaşık 18 bin kişiye doğrudan istihdam sağladığını dile getirdi.
500 MİLYON DOLAR İHRACAT
Sektörün klinker kapasitesinin 2016 yıl sonu itibariyle 80 milyon ton olduğunu anlatan Tüzün, “Bu rakamın planlanan kapasite artışlarıyla yılsonunda 82,5 milyon ton, 2018 yılsonunda ise 85 milyon ton, eşdeğer çimento kapasitesinin ise 110 milyon ton olması beklenmektedir. 2017'nin 7 aylık verilerine baktığımızda sektör büyümesinin yüzde 2'ler seviyesine geldiğini ve yılsonu büyümesinin ülke büyümesine paralel olarak yüzde 4-5 civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. İhracatta da 500 milyon dolar ile ilk 7 ülke arasında yer alan çimento sektörümüz 100'ü aşkın ülkeye ihracat gerçekleştirerek küresel pazardaki gücünü her geçen gün artırmaktadır. 2016 yılı iç satış 68,2 milyon ton, kişi başı tüketim 854 kg, toplam ihracat 11,4 milyon ton olarak gerçekleşmiştir" dedi.
ATIKLAR, ELEKTRİK ENERJİSİNE DÖNÜŞÜYOR
Enerji kaynaklarının etkili kullanılması konusunda da en yeni teknolojileri kullanarak, yenilenebilir enerji kullanımını artırdıklarını anlatan Tüzün, şöyle devam etti: “Bugün fabrikalarımız, teşvik almadan 400 bin hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık gelecek elektriği çimento tesislerindeki WHR (Atık Isıdan Elektrik Üretimi) teknolojisiyle üretiyor. Keza sektör olarak atıkları yakıt, hammadde ve katkı olarak kullanma konusunda büyük bir atılım ve işbirliği içindeyiz. Atığın var olmadığı veya minimize edildiği, bir üretim prosesinden çıkan atığın bir başka proseste hammadde veya katkı olarak kullanılacağı bir dünya düzeninin kurulabileceğine inanıyoruz. Sektörümüzün bu çabaları iklim değişikliği ile mücadele programı çerçevesinde ülke taahhütlerimize de olumlu katkı sağlamaktadır."