Sosyal medyada okurlarıyla aktif şekilde iletişim halinde bir yazarsınız. İlk kitabınız Can Veren Aşk ile okurlarınız tarafından sizin tabirinizle “ şans melekleriniz” tarafından “aşkı en güzel anlatan kadın yazar” sıfatı yakıştırılmıştı. Bu yakıştırma size ne hissettirdi? Buse Ünal için “aşk romanı” yazarıdır demek doğru olur mu?
İlk göz ağrım “Can Veren Aşk” ı her şeyiyle tam bir aşk hikayesi. Benim yazarken akıttığım gözyaşlarımla, okurlarımın okurken akıttığı gözyaşlarının birleştiği bir romandı. Sevgili Okan Bayülgen’in programına konuk olduğumda bile Akasya ile Çınar’ın aşkı üzerine neredeyse bir program süresince konuşmuştuk. Ama ikinci bebeğim Koyu Renk Sevdalar ise tamamen farklı bir konuya hatta toplumsal yaramıza değindiğim ilkinden çok başka bir tatta olan bir romandı. Aşk yok muydu? Elbette hayata dair olan her duygu her olgu vardı ama temelleri aşk üzerine atılmış bir roman değildi. Keza Tatlı Rüyalar Oteli’de öyle. Son romanımın bir Bodrum hikayesi olmasına karar verdiğimde, Bodrum’un bende, ruhumda aklımda ne hissettirdiğini tarttım. Bodrum benim için yaşam enerjisi yüksek, neşe dolu, keyifli anıların olduğu, yüzümü güldüren bir olguydu. Üçüncü kitapta da bana bu duyguları yaşatanı keyifli bir hikayeye dönüştürerek satırlara döktüm. Buram buram Bodrum kokan, sayfalarını çevirdikçe arasından begonvil yaprakları dökülen bir kitap oldu.
Benim bir kitap okuru olarak tek kıstasım beni hikayesinin içine alması, olay nerede cereyan ediyorsa kendimi o ortamda hissettirebilmesi, karakterlerini sanki uzun yıllardır tanıyormuşum hissi vermesi ve akıcılığıdır.
”Yükü ağır minik kalpler” e gelecek olursak. Bu bölümle, sosyal sorumluluklarımızın üzerinde hikayenin dışına çıkmadan yani göze batırmadan çok güzel bir şekilde durmuşsunuz.
O bölüm benim birebir yaşadığım, yüreğimin o sızıyı birebir hissettiği bir bölümdür. Sadece yer farklı. Kitapta bahsi geçen bölüm benim hayatımda Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda eğitim gönüllüsü olduğum dönemde ki halen severek ve gururla taşıdığım bir sıfatımdır. On yılı aşkın süredir TEGV’de eğitim gönüllüsüyüm. Üç yılı Buse ablaları olarak Antalya Suna-İnan Kıraç Eğitim Parkı’nda onlara İngilizce öğretmiştim. İngilizce öğretmek adı altında hayatın yüklerini paylaşıyor, o yükleri daha rahat nasıl taşınabiliri öğretiyordum. Belki çok az çocuğumuzun ruhuna dokunabiliyordum ama azımsamadım bu anlamda sosyal sorumluluk projeleri içinde olan herkes gibi azımsamadık. Herkes kapısının önünü temizlerse, tertemiz bir mahalle olacağı inancındayım. Bu bağlamda insanların kalplerine kitaplarımla konuk olurken, sadece edebi değil, ebedi dokunuşlarım da olsun istedim.
Mesleğine aşık ve kitaplarından bahsederken gözlerinden ışık saçan bir kadın görüyorum. Asıl eğitimini aldığınız daldan çok farklı bir yolda ilerlemenize rağmen, yazarlığa adım atmaya nasıl karar verdiniz?
”Mutluluk” hayattaki ilk sıraya koyduğum değer. İnsanların hayatlarında satırlarımla yer etmek istedim ve bu şekilde mutlu olacağımı hissettiğim için bu yolu seçtim. İnsanın sevdiği mesleği yapabilmesi büyük lütuf, Çankaya Üniversitesi Uluslarası Ticaret bölümünü iyi bir dereceyle bitirmeme rağmen, yazarlık ağır bastığı için bu yolda aşkla ilerlemeye devam ediyorum. Sevgili Seda Sayan’a konuk olduğumda dediği gibi diplomam dolap bekliyor olsa da üniversite yıllarım seçtiğim bölümüm hayatımın her zaman “iyi ki” leri arasında olacak.
İkinci kitabınız Koyu Renk Sevdalar’dan dört yıl sonra Tatlı Rüyalar Oteli yayımlandı. Bu kadar ara vermeniz planlı mıydı? Stratejik bir adım mıydı?
Duygularının egemenliğinde yaşamını sürdüren bir kalp olarak, stratejik hamleler benim için oluru olabilecek adımlar pek sayılamaz. Koyu Renk Sevdalar’ın bir bedende iki kalp atarken yazmıştım. 2013 Ağustos’unda Koyu Renk Sevdalar doğdu, bir ay sonrasında kızım dünyaya geldi. Uğuruyla geldi desem yeridir. Daha hastaneden çıkamadan kitabımın ikinci baskıya geçtiği haberini aldım. Sonrasında hayatımın en özel sıfatıyla taçlandığım dönemimi, annelik hikayemi yazmaya başladığım için bir süre ara verdim. İki kitabın aynı anda yazımı zaman aldığı için dört yıl ara böyle şahane bir sebepten ötürüydü.
Birçok sıfata haiz olduğunuzu biliyorum. Hem İktisatçı, hem roman yazarı, hem eğitim gönüllüsü. Ama üzerinde pek durmadığınız Pilates eğitmenliğiniz de var. Biraz da spordan bahsedelim isterim.
Spor insanın kendisine hem kısa vadede hem uzun vadede yapacağı en güzel yatırım. Hayatımın bir parçası haline getirebildiğim için büyük mutluluk duyuyorum. Kendimi iyi hissettiren, deşarj olmamı sağlayan sadece fit olmak için değil sağlıklı olabilmek, güzel bir yaşlılık geçirebilmek adına hayatımda özen gösterdiğim şeylerden biri de spor. Sadece pilates değil aslına bakarsanız. Pilates eğitmenliği mevzusu, bir dönem prensipli bir şekilde pilates yapıyordum. O dönemde Antalya’da yaşıyordum ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Pilates eğitmenliği sertifika programından haberdar oldum. Kendim için, yani doğru yapabilmek adına bu programa katıldım. Ama programda birlikte olduğum birçok arkadaşım, pilates eğitmenliğini başarıyla sürdürüyor.
Sporu hayatımıza dahil etmek illa ki en lüks spor salonlarına kaydolarak olmuyor hatta ben o tür çalışmaları maalesef caydırıcı ve sürekliliği olmayan bir süreç olarak görüyorum. Örneğin benim bu ara en büyük keyfim kızımla birlikte paten kaymak. Kışın birlikte buz pateni yapıyorduk, havaların ısınmasıyla tekerlekli patene geçtik. Alıyoruz patenlerimizi Boğaz boyunca kayıyoruz. Hem Boğaz havası alıyoruz, hem sporumuzu yapıyoruz hem anne-kız kaliteli zaman geçirmiş oluyoruz. Yaz da kapıda, Bodrum’un serin suları bizi bekler. Mevsime göre çeşitlilik gösteren dallara yönelmek sporu daha keyifli bir hale getirdiği inancındayım. Herkes sporu hem kendi hayatına hem çocuklarının hayatına bir şekilde dahil etmeli.
YAZAR HAKKINDA
Buse Ünal, 23 Nisan 1984 yılında Antalya’da dünyaya geldi. Ankara Çankaya Üniversitesi, Uluslararası Ticaret bölümünden mezun oldu. 2012 yılında ilk eseri “Can Veren Aşk” adlı dönem romanı çıkaran ve daha sonrasında 2013 yılında “Koyu Renk Sevdalar” kitabını yayımladı. Sabah Gazetesi’nde konuk yazarlık yapan Ünal’ın birçok dergide köşe yazıları yayımlanmıştır. Yanı sıra Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı‘nda 15 yılı aşkın süredir gönüllü olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Sporuyaşam biçimi haline getirmiş olan Buse Ünal, Pilates Eğitmeni ünvanını almıştır. Dört yaşında bir kız çocuk annesidir.