Alageyikler, 19'uncu Yüzyıl'da Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında yaşarken, günümüzde farklı nedenlerden dolayı yalnızca Düzlerçamı bölgesinde tespit edildi. Avrupa'da soyu tükenince Romalılar ve Rodos Şövalyeleri tarafından ana vatanı Anadolu'dan alınarak, yeniden Avrupa'ya götürülen alageyik sayısı; Almanya, İngiltere ve Macaristan başta olmak üzere bölgede 250 binin üzerine çıktı. Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Orman Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yasin Ünal ve ekibi, 30 ay önce alageyiklerin korunmasına ve yaban hayatının geliştirilmesine yönelik proje başlattı. TÜBİTAK tarafından desteklenen projede, fotokapan gibi birçok yöntemle çalışma yapan Yrd. Doç. Ünal ve ekibi, gen merkezi Türkiye olan ve günümüzde sadece Düzlerçamı bölgesinde bulunan alageyikler konusunda önemli bir çalışmayı tamamladı. Çalışmalarını düzenlediği çalıştayla ilgili kamu kurumları yöneticilerine ve akademik dünyaya açıklayan Ünal, sahada 302 alageyik tespit ettiklerini kaydetti.
TEL ÖRGÜLER, ALAGEYİKLERİ SIKIŞTIRIYOR
Sadece bu alanda kalan alageyikler için bölgenin bir süre kapatılması gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Ünal, çoğalacak alageyiklerin daha önce yaşadığı bölgelere taşınabileceğini söyledi. Alageyiğin insan faktörü nedeniyle bölgede sıkışmış durumda olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Ünal, “Alageyiğe git başka yerde yaşa diyemeyiz. Habitatı burası. Tel örgüler ve ziraat alanları bölgede çok fazla. Tel örgüler nedeniyle kaçak avcılık sırasında alageyik sıkışıp kaldığı için kaçamıyor. Köpekler alageyikleri kovalarken anne alageyik kaçarken, yavrular tel örgüler nedeniyle sıkışıyor. Köpeklerin de bu yavrulara zarar verdiğini videoda gördük" diye konuştu.